2022’ye hazırlanırken…

Derya Yıldız

Kasım-Aralık 2021 sayısını yayımlarken, 2022’ye yönelik bir yazı için biraz erken olabilir. Genelde bu tip yazılar Aralık ya da Ocak sayısında yazılır ancak ben FEFANA İletişim Müdürü Chiara Bellone de Grecis ile Feed & Additive Magazine için gerçekleştirdiğimiz söyleşiden de ilham alarak biraz erken davrandım.

Malum, küresel hayvancılık endüstrisinin gündemi son derece yoğun. Belki de bugüne kadar hiç olmadığı kadar… Bu gündemde antibiyotiksiz üretim, sürdürülebilirlik, verimlilik, çevresel ayak izi, karbon emisyonları, alternatif proteinler, yem güvenliği, gıda güvenliği ve hayvan refahı gibi son derece dikkat çekici ve hayati birçok konu yer alıyor. Her bir konu başlığı bir soruyu temsil ediyor ve endüstri temsilcileri, her bir sorunun cevabı için yüzlerce farklı araştırma yapıyor, alternatifler geliştirmeye yoğunlaşıyor…

Peki 2022’de endüstrinin ana gündemi, bu konulardan hangileri olacak? Bütün bu konu başlıklarının merkezinde yer alan yem katkı maddeleri endüstrisi, “Nasıl?” sorusuna cevap verebilecek çözümler sunuyor mu?

Endüstrinin yoğun olarak üzerinde çalıştığı konu başlıkları, bize yukarıdaki tüm başlıkların 2022’de de gündemimizdeki yegane konular olacağını söylüyor zaten. Ancak özellikle iki konunun öne çıkacağını tahmin ediyorum. Bunlardan ilki hayvansal üretimde karbon ayak izini ya da daha geniş bir ifadeyle çevresel ayak izini düşürmek olacaktır. Zira iklim değişikliğiyle mücadelenin ne kadar önemli olduğu, özellikle son birkaç yılda çok daha iyi anlaşıldı. Konunun artık her yerde daha fazla gündeme gelmesi, tartışılması da zaten bunun göstergesi. Özellikle Avrupa Birliği’nin 2050’ye kadar sıfır karbon taahhüdü ve bununla ilgili yayınlayacağı yasalar, başta metan salınımı olmak üzere sera gazı emisyonlarına önemli bir katkısı olduğu düşünülen hayvancılık endüstrini de 2022’de yoğun bir şekilde etkileyecektir.

Bir diğer önemli gündem konusu da elbette “Sürdürülebilirlik”… Aslında sürdürülebilirlik, yukarıda bahsettiğim her bir gündem maddesini kapsayan çok geniş bir yaklaşımı temsil ediyor. Çevresel ayak izinden verimliliğe, antibiyotiksiz üretimden alternatif proteinlere, yem güvenliğinden hayvan refahına kadar her bir konu, “Sürdürülebilir üretim”e geçiş için birer anahtar niteliğinde… Zira artan bir dünya nüfusu, artan beslenme ihtiyacı ve buna karşılık iklim değişikliğinin de etkisiyle daha riskli hale gelen sınırlı kaynaklar…

Neyi, neden ve nasıl kullanacağımızı ve kullandığımızda sonuçlarının neler olacağını iyi araştırmak zorunda kalacağımız yıllara doğru hızlı adımlarla ilerliyoruz. Yem katkı endüstrisi, araştırmaları ve geliştirdiği çözümleriyle umarız ki tüm bu konularda endüstriye rehberlik etmeye devam edecek…

İyi okumalar…