Antimikrobiyal direnç (AMR), dirençli enfeksiyonlara, daha yüksek mortalite oranlarına ve üretkenliğin azalmasına yol açan önemli bir tehdit unsurudur. Müdahale edilmediği takdirde AMR’nin 2050 yılına kadar 39 milyondan fazla ölüme neden olabileceği dile getirilmektedir. Hükümetler, antimikrobiyal kullanımına ilişkin mevzuatları sıkılaştırıyor. 140’tan fazla ülkenin azaltma taahhüdünde bulunması da, daha sıkı kontrollere yönelik eğilimin arttığını göstermektedir. Antibiyotik içermeyen (ABF) ürünlere yönelik artan talep, üreticileri hem daha iyi biyogüvenlik ve aşılama programlarını hem de probiyotik ve prebiyotik gibi alternatifleri benimsemeye itiyor. Sektörün antimikrobiyal kullanımını önemli ölçüde azaltması ve 2014’ten 2021’e kadar AB’de %44’lük bir düşüş kaydetmesi, bu çabaların olumlu etkisini göstermektedir.

Bilim Savunuculuğu & Küresel Deneme Yöneticisi
dsm-firmenich
WOAH Genel Direktörü Dr. Emmanuelle Soubeyran, Eylül 2024’te antimikrobiyal direnç (AMR) konulu 79. BM Genel Kurulu Üst Düzey Toplantısı’nda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Antimikrobiyaller hayvanların ve insanların daha uzun ve sağlıklı yaşamalarına yardımcı oluyor, ancak hayat kurtaran bu ilaçların çoğu tehlikeli bir şekilde etkinliğini kaybediyor. Bu da sadece insan sağlığı üzerinde değil, aynı zamanda çiftlik hayvanları ve genel olarak ekonomi üzerinde de yıkıcı etkilere neden oluyor.”
Gelecek nesillerin enfeksiyonları tedavi etmelerine ve daha uzun yaşamalarına yardımcı olmak için antibiyotiklerin etkinliğini korumak zorundayız. Bu konuda uluslararası kuruluşlarla ortaklık kurmak büyük önem taşımaktadır.
Hayvancılık sektörü, aynı zamanda artan küresel nüfusu beslemek ve bu nüfusun 2050 yılına kadar %70 oranında artması beklenen hayvansal protein talebini karşılamak gibi önemli bir zorlukla karşı karşıyadır. Bu talebin sürdürülebilir bir şekilde karşılanması, çevre ve hayvan sağlığı standartlarının yanı sıra AMR azaltma stratejilerine öncelik veren ve yüksek çiftlik verimliliğini destekleyen yenilikçi çözümler gerektirmektedir.
YAKLAŞAN TEHLİKE
Antimikrobiyal direnç (AMR), hem insan hem de hayvan sağlığını etkileyen önemli bir küresel tehdit oluşturmaktadır. AMR, dirençli enfeksiyonlara, uzun süreli hastalıklara, daha yüksek ölüm oranlarına ve üretkenliğin azalmasına yol açmaktadır. Tıp dergisi The Lancet’te yakın zamanda yayınlanan bir makalede, antimikrobiyal kullanımına dair mevcut eğilime müdahale edilmediği taktirde, günümüz ile 2050 yılları arasında 39 milyondan fazla insanın antibiyotiklere dirençli enfeksiyonlar nedeniyle hayatını kaybedeceğine dikkat çekmektedir. Antimikrobiyallerin yaygın ve yanlış kullanımı bu krize katkıda bulunmakta, özellikle düşük gelirli ülkelerde gıda güvenliğini ve ekonomik istikrarı tehdit etmektedir.
NEDENLERİ ANLAMAK!
Her ne kadar insanlardaki antimikrobiyal direncin başlıca nedeni insanların tükettikleri antimikrobiyaller olsa da, temelde antimikrobiyal direnç, insanlar, hayvanlar ve bitkilerde sorumlu antimikrobiyal kullanımını gerektiren küresel bir Tek Sağlık sorunudur. Yabani hayvanlarda ve çevrede bulunan dirençli bakterilerin yüksek prevalansı, antimikrobiyal direncin, antimikrobiyallerin sorumlu kullanımına odaklanan çok sektörlü bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu açıkça kanıtlamaktadır.
YETİŞTİRİCİLİKTE AMR’NİN ELE ALINMASINDA KAYDEDİLEN İLERLEME
Hayvansal protein sektörü, antimikrobiyal dirençle (AMR) mücadele etmek için antimikrobiyal kullanımını azaltma konusunda anlamlı ilerlemeler kaydetmiştir. 2014 ve 2021 yılları arasında, AB’de çiftlik hayvanları tarafından tüketilen antimikrobiyallerin oranında %44 gibi kayda değer bir düşüş gerçekleşmiştir. Bu azalma endüstrinin gösterdiği çabaların olumlu etkisini vurgulamaktadır. Bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde daha da önemli düşüşlerin mümkün olduğu görülmüştür. Bu da antimikrobiyal kullanımının daha fazla azaltılması ve genel hayvan sağlığı uygulamalarının iyileştirilmesi yönünde ümit verici bir eğilime işaret etmektedir.
SAVAŞMAYA DEĞER BİR MÜCADELE
Cesaret verici haber ise AMR’nin tersine çevrilebilir olmasıdır. Bu durum, antibiyotik kullanımının azaltılmasının daha düşük direnç oranlarına yol açtığını tutarlı bir şekilde ortaya koyan antimikrobiyal kullanım ve AMR izleme programlarında açıkça görülmektedir. Bu yolda ilerlemeye devam ederek, antimikrobiyallerin hem insanlar hem de hayvanlar için etkinliğini koruyabilir, gelecek nesiller için kullanılabilirliğini ve etkinliğini güvence altına alabiliriz.
HAYVANSAL PROTEİN ÜRETİCİLERİNİN NİÇİN AMR’YE ÖNEM VERMESİ GEREKLİDİR?
Hayvansal protein üreticileri için AMR’yi ele almak sadece bir halk sağlığı meselesi değildir, aynı zamanda endüstrinin sürdürülebilirliğini ve karlılığını korumak açısından da kritik bir faktördür.
Tüm dünyadaki devlet yönetimleri, AMR ile mücadele etmek için antimikrobiyal kullanımına ilişkin mevzuatları sıkılaştırmaktadır. Yakın zamanda gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 140’tan fazla ülke antimikrobiyal kullanımını azaltmayı, daha iyi teşhis ve önleyici tedbirlere yatırım yapmayı taahhüt etmiştir. Bu taahhütler, daha katı kontroller yönünde açık bir eğilimi göstermekte ve hayvan endüstrisini uygulamalarını uygun şekilde adapte etmeleri konusunda teşvik etmektedir.
Mevzuat baskılarına ek olarak, tüketicilerin daha güvenli ve daha sürdürülebilir olarak algılanan antibiyotiksiz (ABF) ürünler talebi de giderek artmaktadır. Tüketiciler, antibiyotiksiz üretimin daha iyi hayvan refahı ve çevresel uygulamalarla ilişkili olduğunu düşünmektedir. Üreticiler, bu talebi karşılamak için daha iyi biyogüvenlik önlemleri benimsemekte, aşılama programları uygulamakta ve probiyotikler, prebiyotikler ve organik asitler gibi antibiyotik alternatiflerini kullanmaktadır. Lider şirketler, rekabetçi kalabilmek için tüketicilerin bu beklentilerine şimdiden uyum sağlamış durumdalar.
Gelecekteki tedavi güçlükleri de AMR’yi ele almanın önemini vurgulamaktadır. Bakteriler antibiyotiklere karşı dirençli hale geldikçe, hayvan hastalıklarının tedavisi için kullanılacak seçenekler azalmaktadır. Bu durum, özellikle bu ilaçlara bağımlı olan hayvan yetiştiricileri için endişe vericidir. Etkili tedaviler olmadığında, uzun süren sıkıntı veya yüksek mortalite oranlarına bağlı olarak hayvan refahı azalmakta, hastalık salgınlarının kontrol altına alınması güçleştikçe ve üretim maliyetleri arttıkça verimlilik azalmakta ve bu da karlılık için tehlike oluşturmaktadır. Hayvansal protein üreticileri, bu sorunları ele alarak mevzuatlara uyum sağlayabilir, tüketici taleplerini karşılayabilir ve işletmelerinin karlı ve sürdürülebilir olmasını sağlayabilirler.
ANTİBİYOTİKLERİN BİRLİKTE AZALTILMASI
Antibiyotik gereksiniminin azaldığı sistemlere geçiş sorunsuz bir süreç değildir. Antibiyotiklerden kaçınırken hayvan sağlığı ve performansının korunması güçlük oluşturabilmektedir. Gelişmiş çiftlik yönetimlerinin yanı sıra, biyogüvenliğe ve alternatif sağlık yönetim stratejilerine yatırım yapılması gerekmektedir. Şimdi harekete geçme zamanı: AMR’nin azaltılamaması, gelecekte daha büyük bir maliyetle insan ve hayvan sağlığının daha fazla zarar görmesi anlamına gelecektir.
Hızlı hareket etmek ve en iyi uygulamaları hayata geçirmek, çiftlik yöneticileri ile veteriner hekimler arasında bilgi ve uzmanlık alışverişini gerektirmektedir. Bu iş birliği, bir yandan hayvan sağlığı ve refahını korurken bir yandan da antibiyotiklere bağımlılığı minimum düzeye indiren uygulamalara başarılı ve güvenli geçişi sağlamak için çok önemlidir.

Kaynak: dsm-firmenich
ANTİBİYOTİĞİN AZALTILDIĞI SİSTEMLERE SORUMLU GEÇİŞ
Araştırma ve endüstrinin önde gelen uzmanlarıyla toplantılar düzenleyerek ve yalnızca antibiyotik kullanımını azaltmakla kalmayıp aynı zamanda hayvancılık endüstrisinin verimlilik hedeflerine sorumlu bir şekilde ulaşmasını sağlayacak sürdürülebilir çözümler sunarak bu geçişi desteklemeye kararlıyız.
Şekil 1’de, çok sayıda araştırmadan elde edilen kapsamlı sonuçlar gösterilmektedir. Performans sonuçları kontrol grubu olarak antibiyotiklerle karşılaştırıldığında, elde edilen veriler araştırmaların %48’inde öbiyotiklerle civcivlerde elde edilen günlük vücut ağırlığı artışının antibiyotiklerle elde edilen ağırlıklara eş değer olduğunu göstermektedir. Araştırmaların %36’sında öbiyotikler antibiyotiklere kıyasla daha iyi performans göstermiş, buna karşılık %16’sında sonuçların antibiyotik kontrol grubuna kıyasla hafifçe daha düşük olduğu belirlenmiştir. Genel olarak bu bulgular, öbiyotiklerin etkili olduğunu ve çiftlik hayvanlarında büyümeyi artırma açısından antibiyotiklerin uygun alternatifleri olarak kabul edildiğini vurgulamaktadır.
AMR İLE MÜCADELEYE YARDIMCI OLMAK
dsm-firmenich Hayvan Besleme ve Sağlığı, antibiyotik kullanımını azaltmaya yönelik, bilim odaklı inovasyon, işbirliği ve savunuculukla desteklenen kanıtlanmış çözümler aracılığıyla AMR’ye karşı küresel mücadeleye önemli katkılarda bulunmaktadır. Antimikrobiyal kullanımının azaltılması konusunda büyük, orta ve küçük ölçekli işletmeleri destekleme açısından kapsamlı bir deneyime sahibiz. Çiftlik koşullarının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi, iyileştirilmesi gereken alanların belirlenmesi ve etkili değişikliklerin uygulanması için kritik öneme sahiptir. Precision Service ürün grubumuz, hayvan sağlığını ve çiftlik verimliliğini teşvik ederken antibiyotiklere olan bağımlılığı en aza indirmek için kapsamlı çözümler sunmaktadır. Hastalık belirtilerinin erken tespiti için VeraxTM ve FarmTellTM ile hayvan sağlığının gerçek zamanlı olarak takip edilmesi ve çiftlik yönetiminin iyileştirilmesi için veriye dayalı kararlar alınması, temel stratejiler arasında yer almaktadır. Ayrıca hayvan sağlığını güçlendirmek için hem özel gereksinimlere göre uyarlanmış beslenme ve yem uygulamaları sağlıyoruz hem de probiyotikler, prebiyotikler, fitojenikler ve organik asitler gibi öbiyotikler sunuyoruz.
Antibiyotik kullanımının azaltılmasına yönelik kademeli yaklaşım, sonuçların izlenmesine ve risklerin en aza indirilmesine olanak tanıyan aşamalı bir geçiş sunmaktadır. Veri odaklı içgörüler ve öbiyotikler de dahil olmak üzere bilime dayalı çözümlerimiz ticari ortamlarda etkinliklerini kanıtlamıştır. Bu çözümler hayvan sağlığının korunmasına yardımcı olur, çiftlik karlılığını artırır ve güvenli, besleyici gıdaların sürdürülebilir üretimini destekler.
Referanslar
1. JIACRA IV report (2024) Fourth joint report on the integrated analysis of the consumption of antimicrobial agents and occurrence of antimicrobial resistance in bacteria from humans and food-producing animals (JIACRA IV 2019-2021)
Nataliya Roth Hakkında
Nataliya Roth, dsm-firmenich’te Hayvan Beslenmesi ve Sağlığı Bilim Savunuculuğu ve Küresel Deneme Müdürü olarak görev yapmaktadır. Avusturya, Viyana’daki Doğal Kaynaklar ve Uygulamalı Yaşam Bilimleri Üniversitesi’nden Antimikrobiyal Kullanım ve Direnç alanında doktora derecesine sahip olan Roth, Viyana’daki Doğal Kaynaklar ve Uygulamalı Yaşam Bilimleri Üniversitesi ve Lviv, Ukrayna’daki Veteriner Bilimleri Akademisi’nden Gıda ve Biyoteknoloji ve Veterinerlik alanlarında iki yüksek lisans derecesine sahiptir. Biomin® ve dsm-firmenich Hayvan Besleme ve Sağlığı bünyesinde küresel düzeyde farklı araştırma ve iş pozisyonlarında görev yapan Nataliya Roth, hayvan besleme ve sağlığı sektöründe 15 yıldan fazla deneyime sahiptir.