Küresel Mikotoksin İncelemesi:
2020 Analizi ve 2021 Görünümü

Nutreco’nun hayvan besleme bölümü olan Trouw Nutrition 2020’de yem içerikleri ve komple yemlerle ilgili küresel mikotoksin analizlerinin ayrıntılarını, 2020’nin 4. çeyreğinin sonuçlarının 2021’de hayvan sağlığını ve performansını ve şirketin yem güvenliği programını nasıl etkileyebileceğinin ayrıntılarını paylaştı.

Küresel Mikotoksin İncelemesi
Bu makale, Trouw Nutrition’ın Mikotoksin Risk Yönetimi Küresel Program Yöneticisi Dr. Swamy Haladi tarafından yönetilen bir web seminerinden esinlenmiştir.

Genel olarak, 2019 ile 2020’ye ait küresel sonuçların karşılaştırılması, incelenen altı ana mikotoksinden dördünün kontaminasyon ve konsantrasyonlarında bir düşüş olduğunu gösterdi: aflatoksinler (AF), fumonisinler (FUM), deoksinivalenol (DON) ve zearalenon (ZEA). Bununla birlikte, T2/HT2 ve okratoksin A (OTA) için ortalama konsantrasyonlar 2020’de arttı ve bu da bazı üreticiler için ek risk getirebilir. 2020’nin 4. çeyreğinde mısır verileriyle ilgili özel analizler, özellikle Hindistan, Meksika ve Güney Afrika’daki kümes hayvanı üreticileri için yüksek riskleri vurguladı. Mikotoksin test raporlarından elde edilen veriler ve analizler, bir web semineri – Küresel Mitotoksin İncelemesi: 2020 Analizi ve 2021 Görünümü – sırasında sunuldu.

MİKOTOKSİNLER: GENEL BAKIŞ
Mikotoksinler, bazı küf türleri tarafından üretilen ikincil bir metabolittir; bazıları tarlada üretilirken diğerleri depolama sırasında meydana gelir. Mikotoksinler tahıllarda, tahıl yan ürünlerinde ve yağlı tohumlar gibi protein kaynaklarında bulunabilir (Şekil 1). Tarımsal ürünlerin yaklaşık %80’inin kontamine olduğu tahmin edilmektedir.1

Yemlerde ve yem bileşenlerinde bulunan mikotoksinlerin türü ve sayısı, küf büyümesini ve mikotoksin oluşumunu birden çok faktör etkilediğinden, bölgesel ve yıllık olarak değişiklik gösterir.2 Mikotoksin seviyelerini değiştirebilen unsurlar şunları içerir:
* Mahsul duyarlılığı gibi biyolojik faktörler
* Sıcaklık, nem ve mantar yükü gibi çevresel faktörler
* Hasat uygulamaları
* Sıcaklık, nem ve havalandırma dahil saklama koşulları
* Taşıma koşulları ve malların işlenmesi

Aynı yem veya yem içeriğinde birden fazla mikotoksin bulunabilir. Bir katkı maddesinde ve/veya sinerjik tarzda etkileşime girebilirler; potansiyel olarak beklenenden daha büyük bir tepkiye neden olabilirler. Yem içeriklerindeki mikotoksinler, hayvan sağlığını ve üretimini engelleyebilir ve et, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünlere geçerek potansiyel olarak insanları etkileyebilir, dolayısıyla yemin güvenli olmasını sağlayacak adımlara duyulan ihtiyacı destekler. Trouw Nutrition’ın mikotoksin risk yönetimi programı, küresel bir veritabanı oluşturmak için içerikler ve yemler üzerinde binlerce hızlı mikotoksin testi yürütür. Bu veritabanları yalnızca müşteriler için özelleştirilmiş sonuçlar sağlamaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda küresel izleyicilere önümüzdeki yıl çeşitli hayvan türleri için potansiyel mikotoksin riski eğilimleri konusunda da yardımcı olur.

Şekil 1

MİKOTOKSİN KONTAMİNASYONU İLE KONSANTRASYONUN AYRIMININ YAPILMASI ÖNEMLİDİR
Mikotoksin analizi sonuçlarını yorumlarken, numunelerin mikotoksinlerle kontamine olma derecesi (% olarak ifade edilir) ve mikotoksin konsantrasyonu (ppb veya ppm) arasında ayrım yapmak önemlidir. LOD’ye (tespit sınırı) eşit ve üzerinde olan tüm değerler yüzdelik mikotoksin kontaminasyon analizi için dikkate alınacaktır. Ortalama mikotoksin konsantrasyonlarının belirlenmesi için, bununla birlikte, LOQ’ya (miktar belirleme sınırı) eşit ve üzerindeki herhangi bir değer dikkate alınır. Mikotoksin kontaminasyonu yüzdesi, 100 örnekten kaçının mikotoksinlerle kontamine olduğunu gösterir, ancak bu tür örneklerin hayvanlar için nasıl toksik olabileceğine dair herhangi bir bilgi sağlamaz. Örneğin, numunelerin %100’ü belirli bir mikotoksinle kontamine olabilir; ancak tüm numuneler hayvan beslenmesi için güvenli olabilir. Öte yandan, mikotoksin konsantrasyonu, bir kg malda bulunan spesifik bir mikotoksin miktarını gösterir ve bu tür önlemler, hayvanların mikotoksinlerin hangi konsantrasyonlarında mikotoksikoza duyarlı olabileceğini değerlendirmek için kullanılabilir.

2019 VE 2020 MİKOTOKSİN SEVİYELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Yemlerde ve yem içeriklerinde mikotoksin seviyeleri için testler 2019’dan 2020’ye yükseliş gösterdi ve 2020’de 35 ülkede 38 bin 858 analiz tamamlandı. Örneklerin çoğu yaklaşık %51,6 gibi bir oranla Avrupa ülkelerinden geldi, onu %18,4 ile Kuzey Amerika ve ardından Güney Amerika, Orta Doğu, Afrika ve Asya takip etti. Test edilen ürünler arasında yemler, tahıllar, tahıl yan ürünleri, protein kaynakları ve silajlar bulunuyordu. Kontaminasyon yüzdesi, yıllar arasında biraz düştü, numunelerin %88’i 2019’da en az bir mikotoksini gösterdi ve geçen yıl %84’ü pozitif çıktı. En yüksek konsantrasyona sahip bulunan örnek Brezilya’dan bir emtia idi; bu örnekte 32,400 ppb FUM bulundu.

Birden fazla yem bileşeninin test edilmesine ek olarak, farklı çiftlik hayvanı türleri için yemler de incelendi. En yaygın olarak yumurta yemi test edildi, ardından etlik piliç, dişi domuzlar ve domuz yavruları için yemler test edildi. Analizler ayrıca geviş getiren konsantresi, evcil hayvan yemi, balık yemi ve karides yemini de içeriyordu.

2019 ve 2020 numuneleri, mikotoksin konsantrasyonlarına göre karşılaştırıldığında, çıkan sonuçlar 2020’de AF, FUM, DON ve ZEA değerlerinin daha düşük olduğunu, 2020 numuneleri içinde T2/HT2 ve OTA toksinlerinin ise daha yüksek konsantrasyonlarda olduğunu gösterdi.

“Hayvanlarda mikotoksin riskinin net bir resmini elde etmek için içerik maddelerinden ziyade komple hayvan yemlerinde, birden fazla mikotoksin analiz edilmesi tavsiye edilir. Tam yem analizi verileri mevcut değilse, yemin parçası olan tüm bileşenler çoklu mikotoksinler için analiz edilmelidir.”

2020 HAM MADDE ANALİZİ
2020 sonuçlarında, incelenen her bir tahıl, farklı mikotoksinlerin değişen yüzdelerinde kontaminasyona sahipti. Arpada saptanan ilk 3 mikotoksin T2/HT2, OTA ve AF iken sorgum için bunlar OTA, FUM ve ZEA oldu. Triticale, FUM ve T2 / TH2 için daha yüksek bir yüzde ile kontamine olurken, yulafta tüm mikotoksin oluşumlarının çoğu %79 veya üzerinde gerçekleşti. Beklendiği gibi, FUM, AF ve DON mısırda yüzdelik olarak daha yüksek oranda görülürken, buğdayda ise ZEA dışındaki tüm mikotoksinler %70 ile %78 arasında bulundu. Beklendiği gibi, yan ürünler, bir emtia için tam tahıldan daha yüksek mikotoksin konsantrasyonlarına sahip olma eğilimindeydi.

Her bir protein içeriği ayrıca bir dizi mikotoksin kontaminasyonu gösterdi; kolza tohumu küspesi OTA, AF ve T-2 / HT-2 için daha yüksek kontaminasyona sahipken, pamuk tohumu küspesi OTA, T2 / HT2 ve aflatoksin yüzdesinin arttığını gösterdi. Soya küspesi ve ayçiçeği küspesi, dünya çapında hayvan yemi yapımında kullanılan en yaygın iki protein açısından zengin içeriktir. Her iki bileşen de OTA, T-2 / HT-2 ve ZEA için %90’dan fazla kontaminasyona sahipken, FUM ve AF de ayçiçeği küspesi için %90 veya üzerinde kontaminasyon gösterdi. Bezelye, beklenmedik bir şekilde, %100 oranında altı mikotoksinin tümünü içeriyordu.

Ham madde analizinden; tahıl, yan ürün ve protein kaynaklarının tüm mikotoksinlerle önemli ölçüde kontamine olduğu, buna rağmen mikotoksin konsantrasyonlarının nihai beslemeye katkısının daha çok tahıllardan ve tahıl yan ürünlerinden kaynaklandığı sonucuna varılabilir.

MİKOTOKSİN RİSK ANALİZİ
Yemdeki mikotoksinler, ürünü tüketen çiftlik hayvanlarını olumsuz etkileyebilir; ancak tüm mikotoksinler hayvanları aynı şekilde etkilemez veya üretim için aynı miktarda risk oluşturmaz. Etkileşimler, mevcut mikotoksin türlerine ve sayısına, söz konusu hayvan türüne, hayvanların yaşına ve cinsiyetine ve mikotoksine maruz kalma süresine bağlı olarak farklı olabilir. Örneğin kümes hayvanları, FUM kontaminasyonuna domuzlardan daha toleranslıdır, sığır veya süt inekleri ise diğer hayvan türlerine göre daha yüksek OTA seviyelerini tolere edebilir.

Hayvanlarda mikotoksin riskinin net bir resmini elde etmek için içerik maddelerinden ziyade komple hayvan yemlerinde, birden fazla mikotoksin analiz edilmesi tavsiye edilir. Tam yem analizi verileri mevcut değilse, yemin parçası olan tüm bileşenler çoklu mikotoksinler için analiz edilmelidir. Toplam risk, yemlerdeki mikotoksinlerin seviyelerine farklı içeriklerin mikotoksin katkısı eklenerek tahmin edilebilir. Yem veya ham maddelerdeki mikotoksin analizinin yanı sıra, ham madde tedarikinin geçmişi, çiftlik yöneticisinin hayvan semptomları hakkındaki geri bildirimi ve ölüm sonrası bulgularla ilgili veterinerin raporu gibi diğer faktörler de dikkate alınmalıdır.

KÜRESEL MİKOTOKSİN RİSK PROFİLİ: 2020
Şekil 2’de çeşitli hayvan türleri için 2020 mikotoksin riski için basit bir “Renk Kartı” gösterilmektedir. Bununla birlikte, risk profilinin çeşitli mikotoksinler arasında meydana gelebilecek etkileşimleri dikkate almadığına dikkat edilmelidir. Sonuç olarak, örneğin iki veya üç “düşük toksisiteli sarı” renk riski varsa, “orta toksisiteli turuncu” renk riski olarak değerlendirilebilir. Genel olarak, DON çoğu hayvan türü için toksiktir, ardından AF, T-2 / HT-2 ve ZEA gelir.

Şekil 2: 2020 Küresel Mikotoksin Tür Riski için “Renk Kartı”

Şekil 3: 2020 Bölgesel Mikotoksin Konsantrasyonları için “Renk Kartı” (ppb)

Benzer bir kavram dünyanın çeşitli bölgelerinde uygulandığında (Şekil 3), AF ve DON riski Asya, Orta Doğu ve Afrika’da en yüksekken, OTA ve T-2/HT-2 riski Kuzey Amerika’da en yüksek düzeydeydi. Orta toksisite Asya’da OTA ve T-2/HT-2 için görüldü ve aynısı Güney Amerika’da DON ve Orta Doğu ve Afrika’da T-2/HT-2 için gözlendi. Kalan “Renk Kartı” ya “düşük toksisiteli sarı” veya “güvenli bölge yeşil” oldu.

2021’E İLK BAKIŞ
2021 yılının şu dönemine kadar sadece az sayıda yem içeriği analiz edildi. Bununla birlikte, Eylül-Aralık 2020 arasında hasat edilen mısır için ilk bulgular, kümes hayvanı üreticilerine yönelik birkaç endişenin altını çiziyor. İlk sonuçlar, Hindistan’da mısırda AF, hem Meksika hem de Güney Afrika’da DON ve Güney Afrika’da T2/HT2’de yüksek toksisite seviyelerini gösteriyor. ZEA ve FUM seviyeleri birçok ülkede düşük görünmektedir, ancak aflatoksin ABD, Brezilya, Meksika ve Güney Afrika’da artan bir endişe kaynağı olabilir. Bazı sonuçlar eksik olsa da, Kanada’nın mahsulü DON ve T2/HT2 için orta düzeyde toksisite bildiriyor.

SONUÇLAR
Mikotoksinler, 2020’de ham maddelerin ve tam yemlerin %80’den fazla kirlenmesine yansıdığı gibi, hayvansal üretim için bir tehdit olmaya devam ediyor. 2020’de dört mikotoksin (AF, FUM, DON ve ZEA) konsantrasyonunda 2019’dakine kıyasla bir düşüş oldu ama buna karşın OTA ve T-2/HT-2 konsantrasyonları daha yüksek çıktı ve bu tek mideli hayvanlar için oldukça zor olabilir. 2021 yılında yem üretiminde kullanılacak mısırın erken incelenmesi, üreticilerin mikotoksin varlığını kontrol etmeye ve yem içeriklerini nereden temin ettiklerinin farkında olmaya devam etme ihtiyacını ortaya koydu.

Üreticilerin, bileşenlerdeki mikotoksinleri ele almak ve yönetmek için atabilecekleri adımlar olsa da süreç, birden fazla uygulamanın entegrasyonunu gerektirmektedir. Sistematik bir yanıt; ürün rotasyonunu, pullukla sürmeyi, mahsullerde fungisit kullanımını, saklama ve işlemenin gözden geçirilmesini, küf inhibitörlerinin kullanımını, bağlayıcıların ve immünomodülatörlerin kullanımını, genel çiftlik yönetimini ve hızlı testi içerebilir.

Trouw Nutrition ile mikotoksin risk yönetimi küresel program yöneticisi Dr. Swamy Haladi, “Mikotoksin risk yönetimi entegre bir süreçtir ve mevcut zorlukların doğru ve zamanında anlaşılmasıyla başlar” dedi ve ekledi: “Hızlı analiz çok önemlidir.”

Dr. Haladi, sunum sırasında Trouw Nutrition’ın mikotoksin veri tabanının, toksinlerin varlığının üreticiler ve çiftlik hayvanları için ne anlama geldiğine ilişkin ek yorum sağlamak için yemlerde ve ham maddelerde mikotoksin oluşumunu gösterdiğini de söyledi ve devam etti: “Doğru programa sahip olmak, hayvansal üretimin tüm sektörlerinde ekonomik kayıpları en aza indirmeye yardımcı oluyor.”

References
1 Zhang et al, 2020.
2 Council for Agricultural Science and Technology, 2003.