İnekler rasyonlarında proteine ihtiyaç duymazlar; süt ve vücut proteinleri üretmek için amino asitlere ihtiyaç duyarlar. Onları proteinle beslediğinizde, proteinlerin çoğu rumende azota ve amino asitlere dönüşür ve mikrobiyal protein olarak yeniden şekillenir. Amino asitleri iletmenin en ucuz yolu olan bu mikrobiyal protein, daha sonra inek tarafından emilmek üzere arka bağırsağa akar. Biz bunu rumendeki enerjiyi ve proteini senkronize ederek en üst düzeye çıkarırız. Rumen fermantasyonundan kaçan bypass proteini de eklendiğinde, ineğin metabolize edilebilir protein ve amino asit ihtiyacını karşılamış olursunuz.

Ruminant Teknik Hizmetler Müdürü – EMEA
Balchem ANH
Bir ineğin biyolojisi ve genetiği, süt üretim potansiyelini belirler. Genom bilimi sayesinde, genetik ilerlemenin hızı son yıllarda arttı ve bu potansiyeli daha da yukarılara taşıdı. Peki inekleri buna uygun şekilde besliyor muyuz? Günümüzün süt inekleri, daha iyi beslenerek daha fazlasını başarabilir, ancak fiziksel olarak yeterli besin tüketme yetenekleri, artan gereksinimlerinin gerisinde kalmaktadır.
İneklerin proteine değil, proteinlerin yapı taşları olan amino asitlere ihtiyaçları vardır. Eskiden bu ihtiyaçları karşılamak için fazla miktarda ham protein verirdik, bu da azot atığının sorun olmadığı zamanlarda ucuz ve uygun bir yaklaşımdı. Ancak zaman değişti. Protein kalitesi, fiyat dalgalanmaları ve çevresel baskılar artık büyük önem teşkil ediyor. Bu noktada rumen korumalı amino asitler (RPAA’lar) devreye giriyor. Amino asit tedarikini hedefleyerek, bir yandan israfı ve maliyetleri azaltıp çiftlik karlılığını artırırken, diğer yandan süt, protein ve yağ verimini artırabiliriz – nihayetinde enerjisi düzeltilmiş sütü veya katı maddeleri yükseltebiliriz.
Cornell Net Karbonhidrat ve Protein Sistemi (CNCPS) gibi modern rasyonlama sistemleri, ham proteinden metabolize edilebilir proteine geçerek birim enerji başına ihtiyaç duyulan amino asidi dikkate almaktadır. Bu ilerleme, rasyonları bir ineğin genetik potansiyeline göre uyarlamamıza, maliyeti düşürmemize veya süt sözleşmelerini optimize etmemize olanak tanır. Ayrıca, bir de ekstrası var: Dengeli amino asitler, sağlığı ve doğurganlığı iyileştirebilir.
İNEKLERİN GERÇEKTEN İHTİYACI OLAN ŞEY
Basitçe söylemek gerekirse, inekler rasyonlarında proteine ihtiyaç duymazlar; süt ve vücut proteinleri üretmek için amino asitlere ihtiyaç duyarlar. Onları proteinle beslediğinizde, bu proteinin büyük bir kısmı rumende azota ve amino asitlere dönüşür ve mikrobiyal protein olarak yeniden şekillenir. Amino asitleri iletmenin en ucuz yolu olan bu mikrobiyal protein, daha sonra inek tarafından emilmek üzere arka bağırsağa akar. Biz bunu, rumendeki enerjiyi ve proteini senkronize ederek en üst düzeye çıkarıyoruz. Buna rumen fermantasyonundan kaçan bypass proteini de eklediğinizde, ineğin metabolize edilebilir protein ve amino asit ihtiyacını karşılamış olursunuz.
Ancak buradaki zorluk şudur: Bir amino asidin yetersiz kalması durumunda performans düşer. İnekler, üretimi devam ettirmek için amino asitleri bağışıklık, doğurganlık veya süt proteinine yönlendirir; ta ki sonunda üretim durana kadar. Çoğu Avrupa rasyonunda, ilk sınırlayıcı amino asit metiyonindir (%95’inde eksiktir) ve bunu lizin takip eder.

RUMEN KORUMALI AMİNO ASİTLER İÇİN STRATEJİLER: İKAME VEYA KISMİ DEĞİŞTİRME
MP-Lizin ve MP-Metiyonini artırmak için rasyonun dengelenmesi
Belki de rumen korumalı amino asitleri (RPAA) süt rasyonlarında kullanmanın en kapsamlı ve etkili yolu, daha düşük seviyelerde lizin ve metiyonin içeren yem maddelerini, bu esansiyel amino asitleri daha yüksek konsantrasyonlarda sunan RPAA’larla ikame etmek veya kısmen değiştirmektir. Bunun çok sayıda faydası vardır:
• Potansiyel olarak daha düşük rasyon maliyetleri,
• Daha fazla enerji veya lif için alan yaratılması,
• Birden fazla bileşen kullanılması, tek bir bileşenin maliyet etkisini azaltır,
• Karmaşık modellerle yeniden formülasyon oluşturmak yerine, 100 g soya proteinini RPAA eşdeğeriyle değiştirmeniz yeterlidir,
• En iyi maliyet temelinde besin maddesi gereksinimlerini karşılamak, ham protein seviyelerini düşürmek ve maliyetleri azaltmak için sofistike bilgisayar modelleme sistemleri kullanın.
Başarı, amino asit eksikliklerinin giderilmesine ve enerji birimi başına doğru lizin-metiyonin ve amino asit oranlarının sağlanmasına bağlıdır. Bu, genetik potansiyeli güçlendirmek için daha fazla enerji veya lif sağlayan bir boşluk yaratır.

ÜSTÜNE EKLEYİN
Rumen korumalı amino asitlerin takviyesi için kullanılan en yaygın yaklaşım, süt ve süt bileşeni üretimini artırmak amacıyla bunları verilen mevcut rasyona eklemek veya “üstüne” ilave etmektir. Bu yöntemin faydaları şunlardır:
• İhtiyaçların karşılanması halinde bileşen üretiminde gözle görülür bir üretim artışı ve net bir yatırım getirisi,
• Basit ve kolay,
• Daha fazla amino asit, ineğin genetik potansiyelini ortaya çıkarabilir.
Dezavantajları? Daha pahalıdır ve bunu haklı çıkarmak için sağlam bir performans artışına ihtiyacınız olacaktır; sonsuz değişkenleri olan yoğun ticari çiftliklerde ölçülmesi zordur. Lizin ve metiyonin seviyelerini tam olarak belirlemek, yem maddelerinizi bilmenize ve modellere güvenmenize bağlıdır; bu da tüketim veya bileşen analizleri gibi girdilerin yanlış olması durumunda hatalı sonuçlara yol açabilir.
SONUÇ
RPAA’lar bir ineğin biyolojisinden ve genetik potansiyelinden yararlanmak için birden fazla yol sunar. Basit başlayın: RPAA’ları, rasyonlarda ince ayar yapmak, performansı artırmak ve maliyetleri düşürmek için bileşen olarak kullanın. Daha az çevresel yük ile daha yüksek kaliteli süt peşinde koşarken, fiyat, kalite ve tedarik açısından farklılık sergileyen bileşenlerle başa çıkmanız gerekir. AminoShure™-XM (%38 metabolize edilebilir metiyonin) veya AminoShure™-L (%24,3 metabolize edilebilir lizin) gibi RPAA’lar, değişken bir piyasada rasyonları dengeleyerek tutarlılık ve maliyet etkinliği sağlar.
Kısacası, RPAA’lar sadece daha iyi beslemekle ilgili değildir, daha akıllıca beslemekle ilgilidir. Beslenmeyi genetikle uyumlu hale getirmek, ineklerin parlamasını sağlarken çiftliklerin de kârlı ve yeşil kalmasını sağlar. Bu tür ürünler ve CNCPS gibi araçlarla, ineklerin yapabilecekleri ile başarmalarına yardımcı olduğumuz şey arasındaki boşluğu kapatmak için önemli bir şansımız var.
Dr. Sion Richards Hakkında
Kuzey Galler’deki bir çiftlikte yetişen Dr. Sion Richards, Nottingham Üniversitesi’nden Hayvan Bilimi diplomasına sahiptir. Aynı üniversitede çalışmalarını ilerleten Richards, Beslenme Biyokimyası alanında doktora yapmıştır.
Eğitiminin ardından Provimi’de önce Ticari Ruminant Besleme Uzmanı, ardından da Araştırma ve Teknik Müdür olarak görev yapan Dr. Sion Richards, kariyerine daha sonra İngiltere yem endüstrisinde devam etmiş, burada Teknik Müdür ve Kıdemli Süt İneği Besleme Uzmanı olarak çalışmıştır.
Kıdemli Ruminant Uzmanı ve EMEA Ruminant Pazarları Müdürü olarak DSM Nutritional Products’a katılmış ve burada görev yaptığı süre boyunca uzmanlığını genişletmiştir. Bunu takiben Avrupa Ruminant Teknik Müdürü olarak bir süre Adisseo’da görev alan Dr. Richards, şu anda Balchem’de EMEA Ruminant Teknik Hizmetler Müdürü olarak görev yapmaktadır. 25 yılı aşkın süredir hem pratik hem de teknik ruminant besleme uzmanlığına sahip olan Richards, alanında zengin bir bilgi birikimine ve deneyime sahiptir.