Sürdürülebilirlik yem katkılarıyla buluşuyor

Çiftlik hayvanlarının genetik potansiyellerini tam olarak kullanmalarını ve bize et, süt ve yumurta gibi yüksek kaliteli son ürünler sunmalarını istiyorsak, hayvanlara tüm temel besin maddelerini gerekli miktarda sağlayan optimal, dengeli bir rasyon sağlamak zorundayız. Bu bağlamda, sadece yem maddeleri değil, aynı zamanda rasyonlarda kullanılan farklı türdeki yem katkı maddeleri de fark yaratmak için önemlidir.

Sandra Chamusco
Sürdürülebilir Katkı Maddeleri
Teknik Lideri – Cargill 
Elisabeth Rohrer, PhD
İçerik Yöneticisi
Cargill

Hızla artan ve zenginleşen dünya nüfusu, artan gıda talebini de beraberinde getirmektedir. Tam ve dengeli besin alımının bir parçası olarak, hayvansal kaynaklı proteinlere ihtiyaç vardır ve bu proteinlerin mevcut, erişilebilir ve uygun fiyatlı olması gerekmektedir. Gelecek yıllarda, talep arttıkça, sürdürülebilir ve aynı zamanda ekonomik olarak uygulanabilir hayvancılık üretiminin küresel düzeyde gerçekleştirilmesinin hepimiz için büyük bir zorluk olacağı görülmektedir.

Hayvansal üretim, gezegenimizin sınırlı kaynakları ve iklim değişikliği tehdidi nedeniyle dikkatleri üzerine çekmekte; kaynak kıtlığı, kirlilik ve bu faaliyetlerden kaynaklanan yüksek sera gazı emisyonları (GHG) nedeniyle gezegenin ısınmasının en büyük sorumlularından biri olarak sıklıkla gündeme gelmektedir.
Her ne kadar sıfırdan başlamasak da, hala kat etmemiz gereken uzun bir yol var. Evet, hayvancılık faaliyetlerinin çevresel etkileri azaltılmalı, ancak özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu faaliyetin sosyal, kültürel ve ekonomik önemi de asla unutulmamalıdır. Bu doğrultuda tüm çiftçilere, mevcut ve gelecek nesiller için karlı bir ekonomik faaliyet garanti edilmelidir.

BESLEME – ANAHTAR
Başarılı hayvansal üretimin temeli olan çiftlik hayvanlarımızın dayanıklılığını ve refahını sağlamak, ve sonuç olarak yüksek kaliteli hayvansal gıdalar elde etmek istiyorsak, anahtar doğru hayvan beslemedir. Hayvanların genetik potansiyellerini tam olarak kullanmalarını ve bize et, süt ve yumurta gibi yüksek kaliteli son ürünler sunmalarını istiyorsak, onlara, tüm temel besin maddelerini gerekli miktarda sağlayan optimum ve dengeli bir rasyon sağlamak zorundayız.

Bu bağlamda, önemli olan sadece yem maddeleri değildir, aynı zamanda rasyonlarda kullanılan farklı türdeki yem katkı maddeleri de fark yaratır. İşte bu nedenle, yaygın yem katkı maddelerine daha yakından bakacak ve bu değerli takviyelerin gerekliliği hakkında bazı düşüncelerimizi paylaşacağız.

YEM KATKI MADDELERİ NELERDİR?
Her gün dünyanın dört bir yanındaki çiftliklerde milyarlarca hayvana yem sağlanmaktadır. Mükemmel kalite ve iyi sindirilebilirlik, değerli yemlerin ayırt edici özellikleridir. Hayvan yeminin verimliliğini daha da artırmak için onlarca yıldır yemlere bazı katkı maddeleri eklenmektedir.

FAO ve WHO’ya göre yem katkı maddesi şu şekilde tanımlanmaktadır; “Yem katkı maddesi: Normalde kendi başına yem olarak tüketilmeyen, besin değeri olsun ya da olmasın, yemin veya hayvansal ürünlerin özelliklerini etkileyen, kasıtlı olarak yeme eklenen her türlü bileşendir. Mikro-organizmalar, enzimler, asitlik düzenleyiciler, iz elementler, vitaminler, fitojenik maddeler, fonksiyonel bileşenler ve diğer ürünler, kullanım amacına ve uygulama yöntemine bağlı olarak bu tanımın kapsamına girer.” 1

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA2 da benzer bir tanım yapmaktadır: “Yem katkı maddeleri, yemin kendisinde, hayvanlarda, yem katkı maddesini tüketen hayvanlardan elde edilen gıda ürünlerinde veya çevre üzerinde belli bir etki elde etmek amacıyla hayvan beslemede kullanılan ürünlerdir. Örneğin, yem katkı maddeleri yemin lezzetini arttırmak, belirli besin maddelerine olan ihtiyacı karşılamak veya hayvanların sağlıklı bir şekilde performansını arttırmak için yemlere ilave edilirler. Gıda üreten hayvanların yemlerinde ve evcil hayvan mamalarında kullanılırlar.”

Avrupa Birliği yönetmeliğine göre yem katkı maddeleri şu şekilde kategorize edilmektedir:
– Teknolojik katkılar – örneğin koruyucular, antioksidanlar, emülgatörler, asitlik düzenleyiciler, silaj katkıları.
– Duyusal katkılar – örneğin aromalar, renklendiriciler.
– Besinsel katkılar – örneğin vitaminler, amino asitler, iz elementler.
– Zooteknik katkılar – örneğin sindirilebilirlik
arttırıcılar.
– Koksidiyostatlar ve histomonostatlar.3

KÜÇÜK AMA GÜÇLÜ
Tanımlamalarda da belirtildiği gibi, yem katkı maddeleri yemin besin değerini, rengini, aromasını veya dokusunu optimize etmektedir. Bu, yemin kendisini etkileyebilir (örneğin, raf ömrünü uzatabilir, küf oluşumunu önleyebilir) veya doğrudan hayvanı destekleyebilir (örneğin, vitamin ve mineral sağlayabilir, bağırsak mikrobiyotasını destekleyebilir, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve genel refaha katkıda bulunabilir). Bütün bunlar da hayvanların sağlığı ve performansı üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.
Yem katkı maddeleri bilim insanları, beslenme uzmanları, yem üreticileri ve yetiştiriciler arasında giderek daha fazla ilgi görmeye başladıkça, araştırmalar da daha güvenli ve verimli çözümler geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Örneğin, bitki kaynaklı (fitojenik) yem katkı maddeleri (PFA’lar) ticari hayvancılık üretimine nispeten yeni girmiştir. Bununla birlikte, bütünsel ve geniş spektrumlu işlevleri nedeniyle giderek daha fazla ilgi odağı haline gelmektedirler. Fitojenikler, bitki dünyasında bulunan ve hayvanlar, insanlar ve çevre için faydaları olan biyoaktif bileşiklerin standartlaştırılmış, spesifik ve bilime dayalı kombinasyonlarıdır.

YEM KATKI MADDELERİNİN OLMADIĞI BİR DÜNYA?
Yem katkı maddelerinin var olmadığını varsayalım. Hayvancılık üretimi nasıl olurdu? Etkileri ne olurdu?

İlk etki yem kalitesi ve güvenliği üzerinde olacaktır, çünkü teknolojik katkı maddelerinin yokluğunda büyük miktarlarda yem israf edilecek ve hayvan sağlığı ve refahı risk altında olacaktır. Bazı yem katkı maddeleri, yemin hijyenini belirli bir sabitlikte tutmak için rasyona eklenir. Örneğin mikotoksin bağlayıcılar, hayvanların (tarlada veya depolama sırasında) olası kontaminasyon nedeniyle mikotoksinlere (küflerin metabolik ürünleri) maruz kalmasını mümkün olduğunca düşük düzeyde tutmayı sağlar. Bu katkı maddeleri, insan gıdası ve hayvan yemi olarak yüksek kaliteli, güvenli ürünler üretebilmemiz için mükemmel bir araçtır.

Besinsel ve zooteknik katkı maddeleri olmasaydı hayvanların performansa yönelik besin gereksinimlerini karşılamak için muhtemelen çok daha fazla yem tüketmeleri gerekirdi. Tüm türler bütün bir günü büyük miktarlarda yem yiyerek geçiremez. Ayrıca, artan yem tüketimine bağlı olarak maliyetler de yükselecektir. Yem talebinin artması elbette daha fazla arazi kullanımını ve su tüketimini de beraberinde getirecektir. Hayvanın artan yem tüketimini karşılamak, özellikle su temini konusunda her zaman sorun yaşayan ve/veya toprak kaynaklarının zaten kıt olduğu bölgelerde, büyük olasılıkla kısmen uygulanabilir olacaktır.

Hayvanların refahı, sağlığı ve performansı; bağırsak stabilizatörleri, antimikrobiyal biyo-aktifler ve antioksidanlar olarak faydaları bilinen organik asitleştiricilerin, pre, pro, post-biyotiklerin ve fitojenik maddelerin yokluğundan kesinlikle etkilenecektir.

Fitojenik maddeler ve enzimler gibi sindirilebilirlik arttırıcıların yokluğunda hayvanlar tarafından daha fazla fosfor ve azot atılacağından, yetersiz kullanılan besin maddelerinden kaynaklanan çevresel kirlilik potansiyel olarak daha yüksek olacaktır. Ayrıca, havadaki yüksek amonyak konsantrasyonları sadece hayvanların sağlığı ve performansı için değil, aynı zamanda hem çiftliklerdeki çalışanların güvenliği için bir tehdit oluşturacak hem de daha yüksek atmosferik kirliliğe, toprak ve su asitlenmesine ve ötrofikasyona katkıda bulunacaktır.

KÜÇÜK GİRDİ – BÜYÜK ÇIKTI
Hayvanlarımıza her yönden en iyi bakımı sağlamadan sürdürülebilir gıda üretimi gerçekleştirmek pek mümkün görünmemektedir. Yem katkı maddeleri, genellikle yüksek performans elde etmek ve çevresel etkileri azaltmak için çiftlik hayvanlarının günlük beslenmesine dahil edilmektedir.

Kullanılan hammaddeler, hayvanlara ve bunların beslenme gereksinimlerine dair derinlemesine bilgi birikimi ve en önemlisi de gelişmiş üretim süreçleri, yüksek kaliteli yem ve yem katkı maddelerinin temelini oluşturur.

YARININ YEM KATKI MADDELERİNİ BUGÜNDEN KULLANMAK
Sağlıklı gıdalara yönelik çağrıların ve aynı zamanda sürdürülebilir üretime yönelik küresel ilginin olduğu hızla büyüyen bir dünyada, en büyük öncelik verimlilik ve çevresel etkinin azaltılması, su kullanımı ve geri dönüşümü ile doğal kaynakların tasarrufuna verilmelidir. Yem endüstrisi, hayvan beslenmesini optimize etmeye yönelik yenilikçi çözümler geliştirmek ve tedarik etmek için sürekli olarak çalışmaktadır; yemin özelliklerini, hayvan verimliliğini, refahını ve sağlığını, hayvancılık tedarik zincirlerinin çevresel sonuçlarını etkileyen çok yönlü yem katkı maddeleri de bunlardan biridir.

Mükemmel yem katkı maddelerinin hedefe yönelik kullanımı, bize ve gelecek nesillere güvenli ve yüksek kaliteli hayvansal gıda sağlamak ve sürdürülebilir gıda üretim sistemlerine katkıda bulunmak için çok önemlidir.

 Referanslar:
1FAO.2020. Environmental performance of feed additives in livestock supply chains – Guidelines for assessment – Version 1. Livestock Environmental Assessment and Performance Partnership (FAO LEAP). Rome. https://doi.org/10.4060/ca9744en.
2,3https://www.efsa.europa.eu/en/topics/topic/feed-additives

Sandra Chamusco Hakkında
Sandra Chamusco, Cargill Animal Nutrition’da Sürdürülebilirlik Katkı Maddeleri Küresel Teknik Lideri olarak görev yapmaktadır. Hayvan beslenmesi alanında 25 yılı aşkın süredir çalışmakta olan Chamusco, yem formülatörü, müşteri danışmanı ve küresel teknik müdürlük gibi çeşitli görevlerde bulunmuştur. Portekiz Évora Üniversitesi Zootekni Mühendisliği bölümünden mezun olan Sandra Chamusco, Cargill’e 2022 yılında katılmıştır. Chamusco, yem katkı maddeleri ve sürdürülebilirlikle ilgili çeşitli projelerde lider ve ortak olarak çalışmaktadır.

Elisabeth Rohrer Hakkında
Delacon’da teknik iletişim ekibinin eski bir üyesi olan Elisabeth Rohrer, hayvan beslemede fitojenik yem katkı maddeleri ile ilgili makaleler ve metinler yazma konusunda uzun yıllara dayanan deneyime sahiptir. Viyana Doğal Kaynaklar ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi’nden tarım alanında doktora derecesine sahip olan Rohrer, 2022 yılında Cargill’e katılmıştır ve o zamandan beri MarCom İçerik Müdürü olarak çalışmaktadır.