Fitojenikler, hayvanların yem tüketimi, performansı, ürün kalitesi ve çevre dostu olması için kullanılan ve doğadan ilham alan katkı maddeleridir. Bu katkılar arasında yer alan esansiyel yağlar, hayvan yeminde yem alımını, yem verimliliğini ve sağlık durumunu desteklemek, sıcaklık stresini yönetmek, ürün kalitesini iyileştirmek için büyük bir potansiyel sunmaktadır.

Fitojenik Ruminant Teknik Lideri
Cargill Animal Nutrition
Geçmişte, çiftliklerde kâr marjını iyileştirmek için birincil odak noktası çiftlik hayvanlarında besin alımını, performansı ve yem verimliliğini artırmaktı. Bu odak noktası, hayvancılığın devamlılığı ve artan nüfusun beslenmesi için önemini hala korumaktadır. Bununla birlikte günümüzde tüketicilerin gıda kalitesi (besin seviyeleri) ve gıda güvenliği (ürünlerde kalıntı olmaması, sağlığa olumsuz etkilerinin olmaması) taleplerini karşılamak amacıyla ürün kalitesini (et, yumurta, süt) artırmak da aynı derecede önemlidir. Ayrıca, hayvan refahı ve çevresel etki, toplumsal baskı nedeniyle kilit faktörler haline gelmiştir.
Bu üç hedefi (yem verimliliği, ürün kalitesi ve çevresel etki) dengelemek zordur. Bununla birlikte, doğadan ilham alan bitki bazlı yem bileşenlerinin kullanılması, bu uzlaşmayı sağlamanın bir yolunu sunabilecek potansiyel araçlardan biridir.

FİTOJENİKLER VE ESANSİYEL YAĞLAR NEDİR?
“Fitojenik yem katkı maddeleri” (PFA) terimi 30 yıl önce Delacon tarafından ortaya atılmıştır. Bugün, bilimsel literatürde bitki kaynaklı, biyoaktif maddelere atıfta bulunan kabul görmüş ve teknik bir terim olarak kullanılmaktadır.
Bu bileşenler arasında yer alan esansiyel yağlar (EO), geleneksel tıp, kozmetik, parfüm ve daha fazlasını içeren geniş bir kullanım alanına sahiptir.
Esansiyel yağlar bitkilerden elde edilen uçucu, hoş kokulu bileşiklerdir. Yağlı (yağ olmasa da), lipofilik, su itici, oldukça uçucu ve kokuludurlar. Esansiyel yağların rengi bitki kaynağına göre değişir; yapraklar (biberiye), dallar (çay ağacı), saplar (limon otu), kabuklar (tarçın), kökler (vetiver), rizomlar (zencefil), soğanlar (sarımsak), meyveler (portakal), tohumlar (anason), çiçekler (yasemin) veya bitki üstleri (kekik) bunlar arasında sayılabilir.
Esansiyel yağlar, bitki kökenlerine (örneğin, Thymus vulgaris esansiyel yağı), bitkinin kullanılan bölümlerine ve spesifik aktif bileşiklerine göre karakterize edilir.
ESANSİYEL YAĞLARIN KİMYASAL BİLEŞİMİ
Esansiyel yağlar spesifik kimyasal yapılara sahip aromatik moleküllerden oluşur. Farklı yollardan sentezlenirler:
– Terpenoidler: Asetil-CoA yolundan sentezlenen izopren birimlerine sahip moleküller. Örnekler arasında limonen, pinen, mentol ve geraniol bulunur.
– Fenilpropanoidler: Fenilalaninden sentezlenen benzen halkalı moleküller. Örnekler arasında timol, karvakrol, öjenol ve sinnamaldehit bulunur.
İkincil metabolitler, bitkiler tarafından zararlılara, patojenlere ve çevresel stres faktörlerine karşı korunmak, rakip bitkilerin büyümesini engellemek veya tozlayıcıları ve tohum dağıtıcıları çekmek için üretilir. İkincil metabolitler, bitkilerden ekstraksiyon yoluyla elde edilen yağlarda bulunur. Bu metabolitlerin esansiyel yağlarlardaki konsantrasyonu, büyüme koşullarına, gelişim aşamasına ve hava durumuna bağlı olarak değişir.
ESANSİYEL YAĞLARIN EKSTRAKSİYONU, ENKAPSÜLASYONU VE ANALİZİ
Esansiyel yağlar çoğunlukla damıtma yoluyla üretilmektedir. Bu yöntemler şunları içerir:
– Su Distilasyonu: Bitkiler su ile karıştırılır ve doğrudan ısıtılır.
– Buhar Distilasyonu: Bitkiler buhar ile ısıtılır.
– Su-Buhar Distilasyonu: Bitkiler su ile karıştırılır ve buhar ile ısıtılır.

Narenciye bitkilerinde esansiyel yağlar, özel bir fiziksel işlem olan ekspresyon yoluyla kabuktan çıkarılır. Süperkritik karbondioksit ekstraksiyonu gibi diğer yöntemler etkilidir ancak Avrupa’da esansiyel yağ olarak tanınmamaktadır.
ESANSİYEL YAĞ TÜRLERİ
• Tamamen doğal yağlar: Doğal bileşen oranı korunarak orijinal bitkiden veya parçalarından üretilmiştir.
• %100 doğal yağlar: Sentetik katkı maddeleri içermeyen tamamen doğal farklı yağların karışımlarından oluşur.
• Sentetik yağ: Kimyasal olarak üretilen tek tip esansiyel yağlar.
• Doğala özdeş EO: Doğal kimyasal yapıyı taklit eden sentetik yağ karışımları.
• Kombinasyon yağlar: Doğal ve doğala özdeş yağların karışımları.
Fraksiyonlara ayrılmış esansiyel yağlar, her bir aktif bileşiği ayırır ve sentetik esansiyel yağlar, üretim maliyetlerini ve çevresel baskıyı azaltmak için kullanılır.
GELECEĞİN HAYVANSAL ÜRETİMİ İÇİN ESANSİYEL YAĞ ARAŞTIRMALARI
Esansiyel yağlar lezzet arttırıcı özellikleriyle bilinir. Bununla birlikte, araştırmalar esansiyel yağların antimikrobiyal etkiler, anti-enflamatuar özellikler ve daha fazlasını gösterebileceğini ortaya koymuştur. Kapsülleme, esansiyel yağları sıcaklık, nem ve basınçtan koruyarak taşınmasını, güvenliğini ve etkinliğini artırır. Sprey kurutma ve akışkan yatak kaplama gibi teknolojiler, aktif bileşiklerin etkinlik kayıplarını azaltır, raf ömrünü uzatır ve belirli uygulamalarda rumeni atlayarak etkinliği arttırır.
DELACON’UN ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME SÜRECİ
Delacon, çeşitli durumlardaki potansiyellerini değerlendirmek için ruminantlarda esansiyel yağları test etmektedir. Bunun için Şekil 3’teki araştırma ve geliştirme sürecini takip ettik.

Araştırma süreci, hayvan deneylerinden önce bireysel aktif maddeleri ve bunların sinerjilerini test etmek için literatür incelemelerini ve özel metodolojileri (in vitro, ex vivo, in silico) içermektedir.
Esansiyel yağlar, hayvansal üretimin farklı yönlerini hedeflemektedir:
• Besin metabolizması: Yem verimliliğini artırmak ve kayıpları azaltmak için: Antimikrobiyal etkilere sahip esansiyel yağlarlar (fenolik, aldehidik ve ketonik EO’lar) rumen protozoası, amilolitik, proteolitik veya fibrolitik mikroflora üzerinde besin bozulmasını yavaşlatmak ve besin kayıplarını azaltmak için orta düzeyde etkilere sahiptir. Bu etkilerden bazıları metan azaltımı ve amonyak kayıplarının yönetimini olumlu yönde etkileyebilir.
• Hayvan sağlığı: Araştırmalar, esansiyel yağlarların doğrudan antimikrobiyal etkilere ve dolaylı etkilere (quorum sensing interference/çekirdek algılama girişimi veya QSI) sahip olabileceğini göstermiştir. Bu da bakteriyel iletişimi bozarak patojeniteyi azaltmaya yol açabilmektedir.
• Hayvan refahı: Araştırmalar, esansiyel yağlarların ruminantlarda kurt dökme ve sinek yönetimi için de umut vaat ettiğini göstermiştir.
Sonuç olarak, esansiyel yağlar hayvan yeminde yem alımını, yem verimliliğini ve sağlık durumunu desteklemek, sıcaklık stresini yönetmek ve ürün kalitesini iyileştirmek için büyük bir potansiyel sunmaktadır. Bu bileşiklerde ekstraksiyon, analiz ve enkapsülasyondan kullanım aşamasına kadar etkili yönetim çok önemlidir.
Bu makale yalnızca bilimsel bilgiler sunmaktadır ve pazarlama iddiaları veya rehberlik olarak yorumlanmamalıdır. Tüm teknik ifadeler bilimsel literatüre dayanmaktadır; referanslar talep üzerine temin edilebilir.
Thierry Aubert Hakkında
Thierry Aubert, Cargill Animal Nutrition’da ruminantlar için Mikro Beslenme ve Sağlık Çözümleri teknik lideridir. Aubert’in Cargill’deki görev ve sorumlulukları arasında bitkisel ekstrakt katkı maddeleri için teknik destek, kategori lideriyle birlikte portföy yönetimi, araştırma projelerinin yönetimi veya Cargill ekibiyle iş birliği, satış ekibi ve teknik yerel ekip için eğitim, şirketin müşterileri ve distribütörleri için teknik satış desteği ve çok daha fazlası yer almaktadır. Aubert ayrıca farklı kanalların desteğini de yönetmektedir: Cargill, Provimi, harici distribütörler.