Feyz Çiftliği metan gazı azaltımı için laboratuvara dönüşüyor

TÜSEDAD ve İklim Derneği, Türkiye’de bir ilke imza atıyor. İki dernek, iklim değişikliği ile mücadelede çevreci bir proje geliştirerek, TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu’nun sahibi olduğu Feyz Çiftliği’ni metan gazının azaltımına yönelik çalışmalar için bir laboratuvara dönüştürüyor.

Feyz Çiftliği metan gazı azaltımı için laboratuvara dönüşüyorİklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği ile  Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Feyz Çiftliği sahibi Sencer Solakoğlu, düzenledikleri bir basın toplantısıyla iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye ve dünya için örnek olacak bir projeyi duyurdu.

Çevreci proje kapsamında Bursa Karacabey’de kurulu olan Feyz Çiftliği, büyükbaş hayvancılık sektörünün doğaya saldığı metan gazının azaltımına yönelik hem Türkiye hem de dünya için önemli bir laboratuvara dönüşecek.

SONUÇLAR COP27 TARAFLAR KONFERANSI’NDA PAYLAŞILACAK
Proje hakkında konuşan İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Dr. Baran Bozoğlu, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleştirilen 26. BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) çok önemli kararlar alındığını hatırlattı ve şunları aktardı: “Zirvede tarımsal faaliyetlerden kaynaklı iklim krizine sebep olan gazların içerisindeki metan gazının 100’de 25 oranında dünyadaki sera gazı emisyonlarının içerisinde yer aldığı bilimsel raporlarda açıklanmıştı. Son 20 yılda metan gazının toplamda 85 kat daha fazla iklim krizine sebep olduğuna dair önemli bilimsel veriler paylaşıldı. Şimdi biz Feyz Çiftliği’nde yürüteceğimiz çalışma ile dünyanın ve ülkemizin yaşadığı iklim krizine karşı sera gazı emisyonlarını azaltabileceğimizi düşünüyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız protokolle birlikte çiftlik içerisinde İSO 14001 Çevre Yönetim Sistemi kurulmasından, karbon ayak izinin hesaplanması ve bu karbon ayak izine sebep olan metan gazının azaltılmasına yönelik teknik ve bilimsel ne gibi çalışmalar yapılabileceğini ortaya koyacağız. Ar-Ge çalışması da gerçekleştireceğiz. Bu anlamda içerisinde enerji yönetim sisteminin olduğu ve belki enerji yatırımlarının da yapıldığı bir planlamayı ortaya koyacağız. Bir yıllık çalışmanın sonunda önümüzdeki aylarda Mısır’da gerçekleştirilecek olan COP27 Taraflar Konferansı’nda Feyz Çiftliği ile beraber yaptığımız bu çalışmaları dünya kamuoyu ile paylaşacağız. Yapacağımız çalışmayla Türkiye önemli bir laboratuvar olacak. Hatta bu coğrafyanın ve dünyanın en önemli laboratuvarı olacak. Türkiye’de özellikle iklim krizine karşı yapılan çalışmalara katkı vermek amacıyla bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

Bozoğlu, çalışmaya Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar’ın başında bulunduğu bir akademik kadronun da destek vereceğini belirtti.

“MARKALAŞMA SÜRECİNDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ”
TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı ve Feyz Çiftliği sahibi Sencer Solakoğlu ise markalaşma ve sürdürülebilirlik konularına dikkat çekti. Solakoğlu, “Türk gıda ürünlerinin bütün dünyada markalaşabileceğine inanıyorum. Biz çiftlik olarak her zaman sürdürülebilirliği önemsedik. Tarımda da özellikle çevresel sürdürülebilirlik bizim için çok önemli. Bizden sonraki nesillerin de bizim yaşadığımız refah içerisinde veya daha refah dolu bir dünyada yaşayabilmesi için böyle bir çalışmanın önce neredeyiz diye tespitini yapmak, ondan sonra neler yapmamız gerektiğini tespit edip belki buradan çıkan sonuçlarla sektöre de bir anlamda yol gösterebilmek istiyoruz. Türkiye’deki hayvancılık sektörünün içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan elbette çıkacağını biliyorum. Ve ben Türk gıda ürünlerinin bütün dünyada markalaşabileceğine inanıyorum. Ama bu markalaşma sürecinde iklim değişikliği çok önemli bir rol içeriyor. Yeşil mutabakata uyumlu bir üretimi bizler yapacağız ki sanayicide bizden aldıkları ürünleri bu şekilde pazarlayabilsin.” şeklinde konuştu.

“ÜLKEMİZDE BİR İLK”
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tekin Altuğ ise projenin öncülüğüne dikkat çekti: “Hayvancılık sektöründe sera gazlarını hesaplamak ve bunun sonucunda da projelendirmek, ülkemizde ilk olacak. AB’nin ve birçok gelişmiş ülkenin uygulamış olduğu yönetmelikler var. Henüz ülkemize entegre olmamış ama biz onları ülkemize entegre edeceğiz. Ve bunlar önümüzdeki dönemde kamu otoritelerine öncülük edecek.”