AdiSodium, yemlere eklenebilen klorür içermeyen sodyum kaynakları arasında, standart ve sıcak iklim koşullarında optimum hayvan performansı sağlayan uygun maliyetli bir kaynaktır. Düşük karbon ayak izi sergileyen bu kaynak, altlık kalitesini iyileştirerek ve amonyak buharlaşmasını azaltarak hayvansal üretim için sürdürülebilirlik konusunda fayda sağlar…

Küresel Bilimsel ve Teknik Destek Müdürü
Adisseo
Çeşitli fizyolojik işlevler için temel unsurlardan olan elektrolitlerin (sodyum, potasyum ve klorür) monogastrik yemlerinde dengeli olması gerekir. Bu gereksinimlerin karşılanması, günümüzün yeni besleme uygulamaları (protein azaltımı, alternatif hammadde vb.) nedeniyle zorlaşmaktadır. Hayvan performansını korumak için gerekli sodyum, genellikle klorür içermeyen sodyum kaynaklarından sağlanır. AdiSodium, yani %32 Na konsantrasyonundaki Adisseo sodyum sülfat, bu amaç için uygun bir adaydır. Bu sodyum kaynağı, titiz ve istikrarlı bir endüstriyel kalite kontrol sürecinden geçen, yüksek kaliteli, uygun maliyetli ve karbon ayak izi azaltılmış bir üründür.
ADISODIUM: UYGUN MALİYETLİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SODYUM KAYNAĞI
Piyasada karbonat, bikarbonat veya sülfat formları altında farklı klorür içermeyen sodyum kaynakları bulunmaktadır. AdiSodium gibi sülfat formundaki sodyum, diğer kaynaklara göre bazı avantajlar sergilemektedir. Geçmiş çalışmalarda da bildirildiği gibi, AdiSodium altlık nemini etkilemeden altlık pH değerinin düşmesine yol açarak ayak tabanı lezyon skorunu azaltma eğilimi göstermektedir. Altlık pH’ı üzerindeki bu etki, sodyum bikarbonatla karşılaştırıldığında altlıktaki daha düşük amonyak buharlaşmasının muhtemel mekanizmalarından biri olarak gösterilmektedir (Mercier ve ark. 2005).
Adisseo, sera gazı emisyonları (kapsam 1 ve 2’de 2020’ye kıyasla -%20), enerji (2020’ye kıyasla -%12) ve su kullanımına (2020’ye kıyasla -%20) yönelik 2025 emisyon azaltma hedefine ulaşarak doğrudan çevresel ayak izini azaltmayı taahhüt etmektedir. Bu taahhütler, mevcut endüstriyel süreçlerde inovasyon veya Adisseo tesislerinde, özellikle endüstriyel tesislerde, yeni ürün geliştirme ve projeler yoluyla şekillendirilmektedir. Bu, AdiSodium örneğinde olduğu gibi ürünlerin karbon ayak izlerinin azaltılmasıyla sonuçlanmaktadır.
AdiSodium’un üretildiği Roches-Roussillon fabrikasında (Fransa), Lyon Vallée de la Chimie’deki (Kimya Vadisi) dekarbonizasyon çabalarını hızlandırmak için DECLYC projesine ortak olduk. Bu proje, 2050 yılına kadar CO2 emisyonlarının %80 oranında azaltılmasını hedeflemektedir ve bu da ulusal sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olarak yılda 1,6 milyon ton CO2’ye eşdeğerdir.
Çevresel ayak izini değerlendirmek için Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) metodolojisini benimsedik. AdiSodium, ana ürüne kıyasla nispeten düşük değere sahip bir metiyonin yan ürünü olduğundan, küresel karbon ayak izinin ekonomik dağılımı yan ürün için son derece avantajlıdır. Bu durum, tüm klorür içermeyen sodyum kaynakları arasında AdiSodium’un neden sodyum birimi başına son derece düşük bir iklim değişikliği değerine sahip olduğunu açıklamaktadır. AdiSodium hakkındaki bu LCA raporu, bu verileri kendi yemlerinin yaşam döngüsü değerlendirmelerine dahil edebilecek yem üreticileri için bir değer taşımaktadır. Ancak asıl fayda, AdiSodium’un hayvansal üretimin sürdürülebilirliği üzerindeki olumlu etkisinin entegrasyonunda yatmaktadır.
SÜRDÜRÜLEBİLİR HAYVAN PERFORMANSI İÇİN ELEKTROLİTLER
Rasyonla elektrolit temini ve bunun plazmatik Asit-Baz homeostazisi ile ilişkisi, 80’li yılların başında Mongin tarafından broylerlerde incelenmiştir. Tek değerli iyonlar Na+ , Cl– ve K+ ile kan pH’sı arasındaki ilişki, açıkça belirlenmiş ve fizyolojik süreçlerle açıklanmıştır. Bu ilişkinin bir yönü, bağırsak düzeyinde emilim ve iyon alışverişi ile ilgilidir; K+ ve Na+ , H+ ile alışveriş yaparak alkalojenik etki gösterirken, Cl- HCO3– ile alışveriş yaparak asidojenik etki gösterir. Bu ilişkinin ikinci yönü ise karbonat tamponlama sistemi için gerekli alanı yöneten (plazma seviyesinde Na+ ve Cl– ile özetlenen) katyon/anyon dengesidir.
Bu çalışmalarda, Diyet Elektrolitik Dengesi (DEB) olarak adlandırılan ve mEq/kg yem olarak ifade edilen bu ana iyonların ölçülmüş toplamının, broylerler için optimum büyüme oranı ve Yem Dönüşüm Oranı (FCR) sağlamak amacıyla 220-240 aralığında bir değer olması önerilmiştir.
Ancak o zamandan bu yana yem formülasyonundaki kısıtlamalar (stratejiler), ham maddeler ve sentetik amino bulunabilirliği önemli ölçüde değişerek broyler yemlerine soya küspesi ilavesinin azaltılmasına ve ikame edilmesine yol açmıştır.
Potasyum, özel olarak rasyona eklenmeyen tek elektrolittir, yani yemdeki seviyesi kullanılan tahıllara, yağlı tohumlara ve bunların katılma oranlarına bağlıdır. Bu ham maddeler arasında soya fasulyesi küspesi, potasyum açısından en zengin olanıdır ve soya fasulyesi küspesi ekleme oranının azaltılmasıyla sonuçlanan tüm stratejiler, DEB’de de düşüşe neden olacaktır.
Bunun da ötesinde, ham protein ve/veya soya küspesi ikamesi mekanik olarak lizin ilavesini artırır ve bu da hidroklorür formunda takviye edilirse DEB değerini düşürmeye katkıda bulunur. Bu nedenle, daha önce belirlenen 220 mEq/kg yem DEB hedefini korumak artık uygun (ulaşılabilir) değildir.


DÜŞÜK PROTEİNLİ RASYON STRATEJİSİNDE DEB HEDEF DEĞERİNİN YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ
Ekonomik ve çevresel soruların ötesinde, hayvan fizyolojisi ve kan pH düzenlemesi aynı kuralları takip etmeye devam etmektedir ve uygun homeostazın sağlanması için elektrolit dengesinin korunması gerekmektedir. Scottish Agricultural College’da yapılan yeni bir çalışma, rasyondaki minimum potasyum seviyesini belirleme sorusunu ele almayı ve düşük ham proteinli rasyon (%17,5) bağlamında broylerler için optimum DEB değerini yeniden ele almayı önermektedir. İlk sonuçlar, minimum potasyum seviyesinin %0,63 – 0,7 arasında olduğu ve potasyum seviyesinin bu değerin üzerine çıkarılmasının performans üzerinde bir etkisi olmadığıdır. İkinci sonuç ise, potasyum düşük olduğunda FCR’yi optimize etmek için minimum Na/Cl oranını 1,00’de tutmanın geçerliliğini yeniden teyit etmektir (Şekil 1). Ancak, bu oranın 1’in üzerine çıkarılması, Vücut Ağırlığı Kazanımını iyileştirmeye devam etmektedir (Şekil 2). DEB değerinin, bu yeni formülasyon bağlamında daha önce belirlenenden daha düşük olabileceği de gözlemlenmiştir.
Yemde 190 mEq/kg’ın üzerindeki DEB değerleri, yetiştirme periyodu boyunca optimum FCR’nin korunmasını sağlar: Düşük potasyum seviyesi ile 0-24 günlük yaş.
220-240 DEB’ye ulaşmak için sodyum seviyesini artırmak, su alımında ve dolayısıyla altlık neminde arzu edilmeyen bir artışa yol açacaktır. Tavsiye edilen, Na ve Cl için %0,20-0,23 aralığında hedeflenen bir diyet seviyesiyle mümkün olduğunca 1’e yakın bir Na/Cl oranına sahip olmaktır. Buradaki zorluk sodyumu arttırmaktan çok klorürü sınırlamaktır ve hedefe ulaşmak için bazı seçimler yapılmalıdır. Aslında, kanın asit-baz homeostazı sodyum ve klorür iyonlarının hakimiyeti altındayken, potasyum esas olarak hücre içindedir. Bu da klorür fazlalığının plazmatik tamponlama potansiyelini anyon fazlalığı yoluyla doğrudan etkilediği ve kan tamponlama kapasitesinin azalması nedeniyle metabolik asidoz riskini artırdığı anlamına gelir.
SONUÇ
Genel olarak yemdeki elektrolit seviyeleri yeni besleme uygulamaları açısından daha fazla araştırılması gerekirken, klorür içermeyen sodyum sağlama ihtiyacı devam etmektedir. AdiSodium, yemlere eklenebilecek klorür içermeyen sodyum kaynakları arasında, standart ve sıcak iklim koşullarında optimum hayvan performansı sağlayan uygun maliyetli bir kaynaktır. Düşük karbon ayak izi sergileyen bu kaynak, altlık kalitesini iyileştirerek, amonyak buharlaşmasını azaltıp hayvan ve insan refahını artırarak ve asitlenmeyi azaltarak hayvansal üretimin sürdürülebilirliğine fayda sağlamaktadır.
Dr. Yves Mercier Hakkında
Dr. Yves Mercier 1999 yılında beslenme ve gıda bilimi alanında doktora derecesi ile mezun olmuştur. Hayvan araştırmaları alanında yaklaşık 30 yıllık deneyime sahip olan Mercier, 20 yıldır Adisseo’nun Ar-Ge ekibinde yer almaktadır. Mercier, 2017 yılından bu yana Adisseo Rhodimet Scientific and Technical’in küresel yöneticisi ve R&I Nutrition Monogastric’te amino asit metabolizması ekibinin lideridir. Mercier 2021 yılında amino asit metabolizması uzmanı olarak atanmıştır. Çalışmaları, dünya çapında hayvansal üretimin sürdürülebilir gelişimine katılmak için amino asit beslenmesi ve düşük proteinli diyetler üzerine odaklanmaktadır.