Sorumlu balıkçılık, balık unu ve balık yağı gibi deniz kaynaklı ham maddelerin güvence altına alınması açısından kritik öneme sahiptir. Etkin balıkçılık yönetimi, sertifikasyon programları ve balıkçılık iyileştirme projeleri, deniz ürünleri üretiminde kullanılan kritik ham maddelerin üçte ikisini oluşturan küçük pelajik stokların uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamanın anahtarıdır. Bu arada, döngüsel ham maddeler de giderek artan bir rol üstlenmektedir.

Genel Direktör
IFFO – The Marine Ingredients Organisation
Deniz kaynaklı bileşen sektörü, balık unu ve balık yağı aracılığıyla su ürünleri yetiştiriciliği sektörüne yüksek kaliteli besinler sağlayarak küresel gıda güvenliğinde kilit bir rol oynamaktadır. Bu ham maddeler başta ançüez, sardalya ve menhaden olmak üzere küçük pelajik türlerden elde edilmektedir. Bu türler, deniz ekosistemlerinde kritik bir konuma sahiptir ve uygun çevresel ve yönetim koşullarında yüksek verimlilik gösterir. Bu kaynakların sorumlu bir şekilde temin edilmesini sağlamak, yalnızca çevre yönetimi meselesi değil, aynı zamanda FAO’nun Mavi Dönüşüm Yol Haritası ile uyumlu olarak küresel su ürünleri yetiştiriciliği sektörünün bütünlüğünü ve dayanıklılığını korumakla da ilgilidir.
BALIKÇILIK YÖNETİMİNİN ROLÜ
Bilimsel kanıtlar, sağlıklı balık popülasyonlarının korunmasında güçlü balıkçılık yönetiminin önemini vurgulamaktadır. Prof. Ray Hilborn ve meslektaşlarının çalışmaları, balıkçılık faaliyetlerinin iyi yönetilmesi halinde, balıkçılık baskısına rağmen küçük pelajik türlerin biyokütle seviyelerini koruyabileceğini hatta artırabileceğini göstermektedir. Araştırmalar, balık stoklarındaki dalgalanmaların çoğunlukla avcılıktan ziyade çevresel değişkenlikten kaynaklandığını, ancak bunun için sağlam yönetim çerçevelerinin uygulanması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Peru’daki ançüez balıkçılığı buna iyi bir örnektir. Bilimsel verilere dayalı kota sistemi ve anlık izleme uygulamalarıyla yönetilen bu balıkçılık, sorumlu hasadın bir ölçütü haline gelmiştir. Peru hükümeti, IMARPE (Instituto del Mar del Perú) aracılığıyla düzenli biyokütle değerlendirmeleri yapmakta ve kotaları buna göre ayarlamaktadır. Bu uyarlanabilir yönetim yaklaşımı, balıkçılığın üretken kalmasını sağlarken ekolojik dengeyi de korumaktadır.
SERTİFİKASYON VE GÜVENCE MEKANİZMALARI
Sertifikasyon programları, balıkçılık faaliyetlerinin belirlenmiş sorumluluk standartlarını karşıladığını üçüncü taraf onayıyla doğrular. Doğrudan bir balıkçılık standardı olmasa da, FAO’nun Sorumlu Balıkçılık Davranış Kuralları’na dayanan MarinTrust programı, sorumlu deniz bileşenleri üretimi, izlenebilirlik ve tedarik için önde gelen standarttır. MarinTrust sertifikasının ön koşulu, deniz bileşenleri üreticilerinin tedarik ettiği bileşenlerin değerlendirilmesidir. Bugün dünya genelindeki deniz bileşenleri üretiminin yarısı MarinTrust standardı kapsamında sertifikalıdır.
BALIKÇILIK İYİLEŞTİRME PROJELERİ (FIP’LER)
Henüz sertifikasyon standartlarını karşılamayan balıkçılık işletmeleri için Balıkçılık İyileştirme Projeleri (FIP’ler), daha iyi uygulamalara ulaşmak için yapılandırılmış bir yol haritası sunar. Bu çok paydaşlı girişimler, yönetim, veri toplama ve uygulama alanlarındaki eksiklikleri gidermek için iş birliği içinde çalışan endüstri, hükümet ve STK’ları içerir.
MarinTrust’un İyileştirme Programı, balık unu ve balık yağı üreticilerinin, MarinTrust tarafından kabul edilmiş bir FIP’e dahil olarak, aktif olarak iyileştirme sürecinde olan balıkçılık işletmelerinden ham madde tedarik etmesine olanak tanır. Program, şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlamak için zaman sınırlı eylem planları, bağımsız denetimler ve kamuya açık raporlamayı içerir.
Başarılı FIP örnekleri arasında, büyük bir politika reformu ve balıkçılık yönetimi uygulamalarında değişiklikler gerçekleştirdikten sonra sertifikasyona başarıyla geçiş yapan Panama’daki proje yer almaktadır.

SERTİFİKASYONUN ÖTESİ: SİSTEM YAKLAŞIMI
Sertifikasyon ve FIP’ler önemli araçlardır, ancak sorumlu balıkçılık için daha geniş kapsamlı bir sistem yaklaşımının parçası olmalıdır. Bunun unsurları şunlardır:
• Ekosistem temelli yönetim: Türlerin ve habitatların birbirine bağlılığını kabul ederek, balıkçılığı deniz ekosisteminin bütünlüğü içinde yönetmek.
• İklim dayanıklılığı: Tür dağılımlarındaki ve okyanus koşullarındaki değişiklikler doğrultusunda yönetim stratejilerini uyarlamak.
• Yan ürün kullanımı: Balık işleme yan ürünlerinin balık unu ve balık yağı üretiminde kullanımını artırmak. Günümüzde, küresel balık unu üretiminin üçte biri ve balık yağı üretiminin yarısından fazlası yan ürünlerden gelmektedir. Bu eğilimin, işleme teknolojilerindeki yenilikler, tedarik zinciri entegrasyonu ve su ürünleri yetiştiriciliği ürünlerinin artan hacimleriyle birlikte büyümesi beklenmektedir.
• Sektör taahhüdü: IFFO ve Sürdürülebilir Balıkçılık Ortaklığı tarafından kurulan Küresel Deniz Bileşenleri Yuvarlak Masası, değer zincirindeki paydaşları bir araya getirerek iyi uygulamaları paylaşmakta, hedeflerde uyum sağlamakta ve ortak hareketi teşvik etmektedir.
Sorumlu balıkçılık statik bir hedef değil, balıkçılık yapan topluluklarla ve değer zincirleriyle etkileşimi, uyum sağlama becerisini ve iş birliğini gerektiren dinamik bir süreçtir. Deniz ürünleri endüstrisi, etkili balıkçılık yönetimi, sertifikasyon ve iyileştirme projeleriyle, deniz ekosistemlerini korurken yem bileşenlerine yönelik artan talebi karşılamanın mümkün olduğunu göstermektedir.
Su ürünleri yetiştiriciliği büyümeye devam ederken, müşteriler satın aldıkları deniz ürünlerinde daha fazla güvence talep etmektedir. Bu doğrultuda, perakendecilerin tedarik politikaları giderek daha talepkâr ve ayrıntılı hale gelmekte, izlenebilirlik ve sosyal sorumluluk konularına daha fazla önem verilmektedir. Bu bağlamda, sorumlu şekilde tedarik edilmiş deniz ham maddelerinin bulunabilirliğini sağlamak kritik önemdedir ve bu, bilim, yönetişim ve sektörün ortak sorumluluğudur.
Petter M. Johannessen Hakkında
Petter M. Johannessen, 2018’den bu yana IFFO – Deniz Bileşenleri Organizasyonu’nun başkanlığını yürütmektedir. Johannessen, deniz bileşenlerinin küresel gıda üretimine katkısının tanınması ve sürekli iyileştirme ile sorumlu uygulamaların desteklenmesi konusunda tutkuludur. IFFO, faaliyetlerinde iş birliğini temel bir unsur olarak görmekte ve aktif olarak ortak girişimlerde yer almaktadır. Johannessen, Sürdürülebilir Balıkçılık Ortaklığı ile birlikte Küresel Deniz Bileşenleri Yuvarlak Masası’nın kurucu üyelerindendir. Mevcut görevinden önce, sektör içinde üst düzey yönetici pozisyonlarında bulunan Johannessen, Cargill Aqua Nutrition’da Risk Yönetimi ve Tedarikten Sorumlu Küresel İş Direktörlüğü, ayrıca EWOS Group’ta Tedarik Zinciri Direktörlüğü ve Küresel Tedarik ve Satın Alma Liderliği görevlerini üstlenmiştir.