Sürdürülebilir besleme: Endotoksinlere karşı bitki bazlı mucize

Bitki bazlı yem katkı maddeleri, sürdürülebilir hayvancılık üretiminde anahtar unsurdur. Neden mi? Çünkü çok çeşitli uygulamalarda kullanılabilirler, kullanımları insanlar, hayvanlar ve çevre için güvenlidir, direnç geliştirmezler ve geri çekme sürelerine uyulması gerekmez. Doğru katkı maddesinin faydalarının özellikle bariz olduğu alanlardan biri de endotoksin yönetimidir.

Muhammad Umar
Teknik Satış Müdürü
Dr. Eckel Animal Nutrition
Dr. Bernhard Eckel
Başkan Yardımcısı
Dr. Eckel Animal Nutrition

Endotoksinler nedir ve neden bu kadar çok zarara neden olurlar?
Endotoksinler her yıl hayvancılıkta önemli zararlara neden olmaktadır. Dünya çapında, yüksek seviyelerde endotoksin kontaminasyonunun neden olduğu ekonomik zararın 20 milyar ABD dolarına kadar çıktığı tahmin edilmektedir. Bu durum sadece süt ve besi çiftliklerini değil, aynı zamanda kanatlı ve su ürünleri yetiştiriciliği gibi tüm üretim alanlarını etkilemektedir. Peki endotoksinler nedir ve neden bu kadar hasara neden olabiliyorlar?

Endotoksinler, Escherichia coli gibi gram-negatif bakterilerin dış hücre zarlarının bileşenleridir. Diğer şeylerin yanı sıra, bakteriler öldüğünde ve çürüdüğünde serbest kalırlar. Mikrobiyota aynı zamanda gram-negatif bakteriler de içerdiğinden, endotoksinler hem insanların hem de hayvanların bağırsaklarında doğal olarak bulunur. Konsantrasyonları çok yüksek olmadığı sürece vücut bunlarla başa çıkabilir: Bu aşamada karaciğer, toksinlerden arındırma işlevi için devreye girer.

Ancak endotoksin seviyesi çok yükseldiğinde ve artık karaciğer bununla başa çıkamadığında durum kritik hale gelir. Toksinler ateş, iltihaplanma, ishal, dolaşım sorunları, septik şok ve hatta ölüme yol açabilir. Ayrıca bağırsaktaki besin maddelerinin emilimini de engellerler. Çiftlik hayvanlarımız endotoksinlerden farklı derecelerde etkilenir: Tavuklar biraz daha yüksek endotoksin seviyelerini tolere ederken ve daha sıklıkla enfeksiyonlardan, sindirim sorunlarından ve büyümenin azalmasından muzdaripken, ruminantlar daha düşük seviyelerde bile pençe iltihabı, kulak veya kuyruk nekrozu gibi reaksiyonlar gösterirler.

Yüksek endotoksin seviyelerinin nedenleri nelerdir?
Yüksek endotoksin seviyelerinin nedenleri arasında yüksek sıcaklıklar, doğum veya barınak değiştirme gibi stresler olabileceği gibi, hastalık sonrası antibiyotik tedavisi veya hayvanların beslenmesinde yüksek oranda konsantre yem kullanılması da yer alabilir. Modern hayvancılıkta bu faktörler hiçbir zaman tamamen göz ardı edilemeyeceğinden, en uygun koşullar altında, hatta çok iyi yönetilen çiftliklerde dahi endotoksinler ortaya çıkabilir.

Hayvan yetiştiricileri için hayvanlarındaki endotoksin kontaminasyonunu fark etmek genellikle kolay değildir. Endotoksin seviyeleri çiftlikte ölçülemez. Toksinlerin zararlı etkileri enfeksiyonlarda ve ishalde artış, dolaşım bozuklukları ve nekroz, acı çeken hayvanlar, zayıf büyüme ve daha düşük ürün kalitesi olarak görülebilir. Ancak, tüm bunların nedeninin endotoksinler olduğu genellikle kabul edilmemektedir. Ayrıca çoğu zaman yanlış bir varsayımla mikotoksin bağlayıcıların endotoksinlerin sonuçlarına karşı da koruma sağlayabileceği düşünülmektedir. Ancak bu doğru değildir. Kimyasal ve biyolojik olarak ikisi tamamen farklıdır, bu yüzden birbirleri için aynı etkinlikte kullanılamazlar.

Hayvan sahipleri endotoksinlerle ilgili üç sorunla karşı karşıyadır: Hayvanları hastadır ve tedaviye ihtiyaçları vardır, bu hasta hayvanlar yumurta, süt, et bakımından tam potansiyellerini sergileyemezler ve ayrıca yemden ideal şekilde yararlanamazlar. Dolayısıyla endotoksinler bir yandan çiftlik hayvanlarımız için ciddi bir sağlık sorunu, diğer yandan da önemli bir kaynak israfıdır. Bu nedenle çiftlik hayvanlarında endotoksinlerle mücadele, hayvan dostu ve sürdürülebilir gıda üretiminin çok önemli bir parçasıdır.

Hayvanlarımızı ve işletmemizi endotoksin hasarına karşı nasıl koruyabiliriz?
Bunun için birkaç adım gerekiyor: İlk olarak, endotoksinler bağırsakta bağlanmalı ve mümkün olduğunca az hasara neden olabilmeleri için burada etkisiz hale getirilmelidir. İkinci olarak, bağırsak bariyeri ve dolayısıyla hayvanların sağlığı güçlendirilmelidir. Ve üçüncü olarak, detoksifikasyonu teşvik etmek ve enflamatuar reaksiyonları azaltmak için karaciğerin desteklenmesi gerekir.

Anta®Catch, gerçekten bütünsel bir yaklaşım benimseyen ve bu nedenle endotoksin sorununa kapsamlı bir çözüm vaat eden ilk üründür. Aynı zamanda, bugüne kadar endotoksinleri bağlamak için özel olarak geliştirilmiş ve optimize edilmiş tek üründür. Anta®Catch tamamen doğal bileşenlerden oluşmaktadır ve şu anda Avrupa ve Asya’da dağıtılmaktadır. Üçlü etki şekli sayesinde Anta®Catch toksinlerin zararlı etkilerini etkili bir şekilde azaltır: sindirim sistemindeki endotoksinleri azaltır, içerdiği prebiyotik bileşenler bağırsak bariyerini korurken, fitojenik maddeler ise aşırı enflamatuar tepkilere karşı koyar.

Bir Alman üniversitesi ile iş birliği içinde yapılan yeni bir deneme, bu doğal bileşen kombinasyonunun iyi yönetilen bir monogastrik hayvan çiftliğini pratikte nasıl etkilediğini göstermiştir. Deneyde her biri 130 hayvandan oluşan iki grup yer almıştır. Bir grubun yemi hiçbir yem katkı maddesi içermezken (kontrol), diğer grubun yemi Anta®Catch içermiştir. Anta®Catch ile besleme üç aşamada gerçekleştirilmiştir: Anta®Catch grubuna 1. aşamada 2 kg Anta®Catch/t yem verilmiş, bu miktar 2. ve 3. aşamalarda 1 kg Anta®Catch/t yeme düşürülmüştür. Performans parametrelerine ek olarak, sırasıyla hasta ve ölü hayvan sayılarından türetilen kulak ve kuyruk nekrozu, tedavi ve ölüm sayıları da kaydedilmiştir.

Sonuçlar etkileyicidir! Performans parametreleri her iki grupta da yüksek çıkmıştır (FCR 1:2.71). Hayvanların yem değişikliği ve diğer stres faktörleri nedeniyle endotoksin seviyelerinin yükselme riski altında olduğu ilk besi aşamasında, Anta®Catch grubundaki hayvanlar kontrol grubundakilere göre 484 g daha ağırdır (14. gün: 44,96 kg vs 44,48 kg). Buna ek olarak, Anta®Catch ile besleme, deneme boyunca nekroz, tedavi ve ölüm sayılarını önemli ölçüde azaltmıştır. Aslında, Anta®Catch grubunda kontrol grubuna kıyasla neredeyse yüzde 90 daha az kulak ve kuyruk nekrozu (Şekil 1a), neredeyse yüzde 60 daha az tıbbi tedavi (Şekil 1b) ve yarı yarıya daha az ölüm (Şekil 1c) görülmüştür.

Şekil 1. Anta®Catch ile beslemenin nekroz (a), tıbbi tedaviler (b) ve ölümler (c) üzerindeki etkileri

Hayvanlarımızı korumak ve sürdürülebilir gıda üretimi sağlamak proaktif bir yaklaşım gerektirir. Anta®Catch, benzersiz üçlü koruma modu sayesinde tüm türlerde endotoksinlerle mücadele etmek için bütünsel bir çözüm sunarak oyunun kurallarını değiştiren bir ürün olarak ortaya çıkmakta ve endotoksinlerin zararlı etkileri için ideal bir çözüm haline gelmektedir. Bu tür yenilikleri benimseyerek sadece çiftlik hayvanlarımızı korumakla kalmıyor, aynı zamanda daha sağlıklı, daha verimli ve çevre dostu bir tarımsal geleceğe katkıda bulunuyoruz.

Muhammed Ömer Hakkında
Veterinerlik ve süt bilimi alanında yüksek lisans yapan Muhammad Umar, hayvan besleme alanında uzun yıllara dayanan bir deneyime sahipttir. Özel uzmanlık alanı ruminant hayvanlar ile performans ve sürdürülebilirliği artırmak için fitojenik yem katkı maddelerinin kullanımıdır.
Dr. Eckel’de Teknik Satış Müdürü görevinde bulunan Muhammad Umar, şirketin müşterilerini ihtiyaçlarına uygun en iyi fitojenik çözümlerle desteklemeye odaklanmaktadır.

Bernhard Eckel Hakkında
Bernhard Eckel en başından beri şirket bünyesinde yer almaktadır. Dr. Eckel’in öncü yemleme çözümlerinin arkasındaki kilit isim olan Bernhard Eckel, teknik satış, ürün geliştirme ve hayvan refahından sorumludur ve bu nedenle şirketin başarısında önemli bir rol oynamaktadır.