Cargill’den Kuzey Amerika’da yenileyici tarım uygulamaları

Cargill, 2030’a kadar 10 milyon dönümlük Kuzey Amerika tarım arazisinde, yenileyici tarım uygulamalarını ilerletecek. Söz konu girişim, şirketin iklim ve su ile ilgili taahhütlerini yerine getirmesine de yardımcı olacak.

Cargill to advance regenerative agriculture practices

Cargill, önümüzdeki 10 yıl içinde Kuzey Amerika’daki 10 milyon hektarlık tarım alanında, çiftçilerin yenileyici uygulamaları ve sistemleri hayata geçirmeye yönelik çabalarını destekleyeceğini açıkladı.

Söz konusu inisiyatif, daha çok mısır, buğday, kanola, soya fasulyesi gibi temel tarım ürünlerinin dönüşümlü olarak ekilmesine dayanıyor. Cargill uzmanları,  söz konusu yenileyici tarım uygulamalarının, çiftçilere uzun dönemli kârlılık ve krizlere karşı dayanıklılık konusunda yardımcı olacağını düşünüyor. Diğer yandan, Cargill’in global tedarik zincirlerinde sera gazı salınımını 2030 itibariyle yüzde 30 oranında azaltmayı içeren bilimsel iklim taahhüdünü yerine getirmesine de yardımcı olacak. Bunun yanında, şirketin su kaynaklarının korunmasına yönelik taahhüdünü gerçekleştirmesine de katkı sağlayacak.

Şirketin sıra mahsullerinde sürdürülebilirlik direktörü Ryan Sirolli, “Cargill olarak tarımı bir fırsat olarak görüyoruz. Çünkü güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir gıda sisteminin sağlanması için tarımın ne kadar önemli olduğunun farkındayız.” açıklamasını yaptı. Sirolli, “Çiftçiler; toprağı sürme ihtiyacını azaltan ya da ortadan kaldıran uygulamalar ve sistemleri benimsediğinde ve örtü bitkilerinden yararlandıklarında, iklim değişikliğini azaltırken ve su kaynaklarını korurken toprağın direncini de artırabilirler. Toprağı sağlıklı tutan uygulamalara yatırım yapıldığında çiftçilerin geliri artar, sera gazı salınımı azları, su kalitesi ve kuraklığa karşı direnç daha yüksek hale gelir.” diye devam etti.

ÇİFTÇİLER VE ORTAKLARLA TOPRAĞIN KORUNMASI VE YENİLENMESİ
Kuzey Amerika’da yenileyici tarım uygulamasının benimsendiği bazı çiftlikler var. Ancak toprak sağlığına yönelik uygulamaların yararının hem doğa hem de insanlar tarafından elde edilebilmesi için bu sürecin hızlandırılması şart.

Toprağın çiftçiler için geçim ve verimlilik anlamında en değerli varlık olduğunu ifade eden Sirolli, “Toprak sağlığını amaçlayan prensiplerin benimsenmesi ile dayanıklı ve verimli topraklardan hem onu işleyen çiftçiler hem de gelecek nesiller yararlanacaktır.” şeklinde konuştu.

Söz konusu inisiyatif kapsamında Cargill, ortakları ve tedarik zincirindeki diğer paydaşlar ile birlikte çalışarak çiftçilerin teknik bilgilere ve tarım bilimi kaynaklarına erişim sağlamasını mümkün hale getirecek. Bu sayede verim ve kâr hedeflerine, eğitim fırsatlarına, referans değerlere ulaşmaları ve ürünleri tüketicilere aktaran şirketlerin dikkatini çekmeleri mümkün olacak.

Çiftçilerin karşı karşıya olduğu mali baskıların farkında olan Cargill, onların maliyet paylaşımı imkanlarına ulaşmasına yardım ediyor ve sera gazı salınımını azaltan ve su kalitesini koruyan fonlardan yararlanmaları için yeni çözümler geliştirmelerini destekliyor.

Cargill’in global sürdürülebilirlikten sorumlu başkan yardımcısı Jill Kolling, “Artan nüfusu beklemek ve gezegenimizi korumak için; sürdürülebilir tarım uygulamalarını benimseyen ve tarlalarına özen gösteren çiftçileri takdir ettiğimizi göstermeli ve onları desteklemeliyiz. Tedarik zincirinin tüm halkalarındaki çiftçiler, tarım işçileri ve ortaklar ile birlikte çalışarak kalıcı bir değişim sağlayan çözümleri uygulayabiliriz.” ifadelerini kullandı.