Yem verimliliğinin artırılması, ruminantlardan kaynaklanan emisyonların azaltılması ve hayvancılık üretiminin sürdürülebilirliğinin desteklenmesi için uygun bir yoldur. Yem burada önemli bir role sahiptir; benzersiz ‘ileri dönüşüm’ rolü, başka türlü tüketilmeyecek kaynakların kullanılmasına olanak tanır ve böylece mısır, buğday ve arpa gibi diğer enerji kaynakları için rekabeti azaltır.
Ruminant üreticileri, hayvansal protein ürünlerine yönelik küresel talebi sürdürülebilir ve karlı bir şekilde karşılamak için karmaşık bir dengeleme hareketi ile karşı karşıyadır. Önümüzdeki 25 yıl içinde, insan ihtiyaçlarını karşılamak için şu anda üretilen süt ve et miktarının yaklaşık iki katına ihtiyaç duyulacaktır. Bu durum, hayvancılık üretiminin çevresel etkilerini azaltma zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir.
Hayvansal üretimin, özellikle karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve azot oksit (N2O) olmak üzere önemli miktarlarda sera gazı ürettiği düşünülmektedir. Bununla birlikte hayvancılıkla ilişkili karbon emisyonlarının %40’ı enterik metan emisyonlarından kaynaklanmakta olup, buna en büyük katkıyı ruminantlar yapmaktadır.
2050’ye kadar net sıfır karbon taahhüdü güçlendikçe, ruminant yetiştiriciliği üzerindeki denetim de yoğunlaşmaktadır. Sektör, enterik metan emisyonlarını azaltmaya yönelik çözümler geliştirmeye teşvik edilirken, yem verimliliğinin artırılması ve genel rasyon düzenlemesi, sürdürülebilir bir azaltma yöntemi sunmaktadır.
Yemden en iyi şekilde yararlanmak, başlamak için iyi bir yerdir. Kaba yemlerin seçimi, kullanımı ve takviyesi, ruminantların insan tarafından yenmeyen enerji kaynaklarını (aksi takdirde tüketilmeyecek olan) enerjiye dönüştürmesine olanak tanır ve bu da et ve süt ürünleri gibi insan tüketimine yönelik ürünlerin üretilmesini sağlayabilir.
YEM KALİTESİNİN BELİRLENMESİ
Kaba yem, sığırlarda rumen fonksiyonunu ve sağlığını geliştirmek için kritik öneme sahiptir; ancak bitkilerin hücre duvarının sindirilebilirliği genellikle %50’den düşüktür. Yemlerin içerdiği besin maddelerinin ve sindirilebilir enerjinin doğru bir şekilde karakterize edilmesi ve değerlendirilmesi ile yem kullanım verimliliğinde ve rasyon formülasyonunda iyileştirmeler yapılabilir, bu da daha iyi bir yem verimliliği ve maliyeti sağlar.
Taşınabilir yakın kızılötesi (NIR) cihazları artık yem kalitesini belirlemek için çiftliklerde kullanılıyor ve NIR analizi beslenme uzmanlarının formülasyonu hızlı ve doğru bir şekilde ayarlamasına olanak tanıyor. Örnek olarak, 2021 ve 2022 yıllarında Birleşik Krallık’taki ot silajının kalitesini karşılaştırdık. Şekil 1’de kuru madde (DM) yüzdesi olarak düşük metabolize edilebilir enerji (ME) içeriği ve Şekil 2’de kuru madde yüzdesi olarak NDF içeriği gösterilmektedir. Bunlar NIR ile hasattan hemen sonra fark edilmiştir. Bu durum 2022’de kurak bir mevsime denk gelmiş, bu da ot silajının ME içeriğini olumsuz etkilerken, NDF seviyesi 2021’e kıyasla daha yüksek olmuştur.
DAHA FAZLA ENERJİ ELDE ETMEK
Trichoderma reesei’den (VistaPre-T) elde edilen ham bir fermantasyon ekstresi, çukurlar oluşturarak ve lif yüzeyini pürüzlendirerek yemden daha fazla enerji elde etmek için toplam karma rasyonlarda kullanılabilir. Böylece mikrobiyal bağlanma ve kolonizasyonu hızlandırır, gecikme süresinin kısalmasını ve daha fazla lif sindirimi sağlar. Bir çalışma, in vitro rumen fermantasyon modelinde NDF ve ADF sindirilebilirliğinde bir artış olduğunu göstermiştir. Bu durum, rumende lif parçalayıcı mikropların daha hızlı tutunması ve kolonize olmasıyla ilişkilendirilmiş ve hem hemiselüloz hem de selülozun daha fazla kullanılmasıyla sonuçlanmıştır.
RASYON KALİTESİNİ DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ
Gaitada (dışkıda) nişasta analizi, toplam kolon nişastası sindirilebilirliğini (TTSD) değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir. Dışkının nişasta içeriği %3’ten düşük olduğunda, bu değer iyi TTSD ile ilişkilendirilir. Taşınabilir NIR, artık çiftlikte taze dışkıdaki nişasta içeriğini ölçmek için kullanılabilmektedir. Bu da rasyon kalitesinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesini ve formülasyonun ayarlanmasını sağlar.
Nişastanın ötesinde, dışkıda NDF seviyesi enerji kullanımının verimliliğini değerlendirmek için kullanılabilir. Örnek olarak, İngiltere’deki dört farklı süt çiftliğinden sekiz inek grubundan taze dışkı örnekleri toplanmıştır. NIR tahminleri, tüm inek gruplarında %3’ün altında optimal bir dışkı nişasta seviyesine işaret ederken, dışkı NDF seviyeleri diyet NDF’ye göre yüksek çıkmıştır. VistaPre-T uygulamasından sonra, NIR tahminleri dışkıdaki NDF’de ortalama %8’lik bir azalma olduğunu göstermiş, bu da VistaPre-T’nin lif kullanımını artırmadaki etkinliğini ortaya koymuştur.
FORMÜLASYON STRATEJİLERİ
VistaPre-T, maliyetten tasarruf etmek amacıyla toplam rasyonda kolayca formüle edilebilir. Süt rasyonlarında, yaklaşık 10 MJ (megajul) ek enerji üretebilir (bir ineğin günde ortalama 12,5 kg yem kuru maddesi tükettiği göz önüne alındığında, bu ek enerji 1 kg yem kuru maddesi başına 0,8 MJ enerji artışından kaynaklanır). Bu ekstra enerji, inek başına günde 300 g korunmuş yağa eşdeğerdir.
Birleşik Krallık’ta 147 Holstein-Friesian süt ineğini kapsayan bir çalışma yapılmıştır. VistaPre-T’ye enerji artış değeri atandıktan sonra, en düşük maliyetli yeniden formülasyon, daha fazla ot silajı ilave edilmesine rağmen öğütülmüş mısır, melas ve korumalı yağ kullanımının azaltılmasını sağlamıştır. Süt bileşimini etkilemeden süt veriminde %9’luk bir artışa ek olarak, VistaPre-T kullanımı yağı ve proteini düzeltilmiş sütün karbon ayak izinde %15’lik bir azalmaya yol açmıştır.
VistaPre-T, ekstra enerji temini ve performans artışı sağlamak için rasyonun üstüne de uygulanabilir. Ayrı bir çalışmada, bir grup olarak tutulan 350 sağmal inek, rasyonun üstüne VistaPre-T uygulanarak mısır ve ot silajı bazlı bir rasyonla beslenmiştir. Deneme öncesi dönemde ve VistaPre-T ile beslendikten sonra ortalama süt verimi (kg/inek/gün) kaydedilmiş ve laktasyonun her aşamasında süt veriminin arttığı görülmüştür.
SONUÇ
Yem verimliliğinin artırılması, ruminantlardan kaynaklanan emisyonların azaltılması ve hayvancılık üretiminin sürdürülebilirliğinin desteklenmesi için uygun bir yoldur. Yem burada önemli bir rol oynar; benzersiz “ileri dönüşüm” rolü, başka türlü tüketilmeyecek kaynakların kullanılmasına izin verir. Böylece mısır, buğday ve arpa gibi diğer enerji kaynakları için rekabeti azaltır. VistaPre-T gibi ek takviyeler, daha fazla lif kullanımını sağlamak ve çiftlik içinde yetiştirilen yemin kullanımını artırmak için düşünülmelidir. Zira bu, daha çevre dostu ve karlı üretim için verimliliği artırır ve emisyonları azaltır.
Virginie Blanvillain Rivera Hakkında
Fransa’da doğup büyüyen Virginie Blanvillain Rivera, Kanada’nın Quebec eyaletinde yaşamaktadır. Araştırma ve geliştirme, teknoloji transferi, beslenme ve kalite güvencesi alanlarında çalışarak hayvan yemi endüstrisinde uluslararası bir deneyim kazanmıştır. Geçtiğimiz yıllarda beslenme uzmanları, üreticiler, entegratörler ve yem fabrikaları için yenilikçi araç ve hizmetlerin geliştirilmesi ve uygulanmasında aktif olarak yer almıştır. Dünya çapındaki AB Vista ağına eğitim ve teknik destek sağlarken, NIR, karbon emisyonları ve laboratuvar hizmetlerinin geliştirilmesine ve sürekli iyileştirilmesine liderlik etmektedir.