Laurik asit gliseridleri, IB virüsüne karşı bağışıklık tepkisini artırıyor

Zayıflatılmış enfeksiyöz bronşit virüsü (IBV) ile aşılanmış veya aşılanmamış broylerlerle bir deneme gerçekleştirilmiştir. Bu denemede, aşılamanın yanı sıra rasyonla gliserid laurik asit (GLA) takviyesi yapılan tavukların doğal savunma mekanizmalarının daha güçlü olduğu gözlenmiştir. Daha yüksek bir anti-IBV titresi ile gösterildiği gibi, birincil bağışıklık tepkileri daha belirgin olmuştur. Buna ek olarak hücresel bağışıklık tepkilerinin de daha etkili olduğu görülmüştür.

Tim Goossens
Küresel Bilimsel ve Teknik Müdür
Adisseo
Olga Lemâle
Küresel Bilimsel ve Teknik Müdür
Adisseo
Amine Mellouk
Bilim Müdürü,
İmmünoloji
Adisseo
Jessika Consuegra
Bilimsel Ekip
Lideri
Adisseo

LAURİK ASİT GLİSERİTLERİ NEDEN ARAŞTIRILIYOR?
Kanatlı hayvancılık sektörü, kanatlıların sağlığını ve verimliliğini artırmak için sürekli olarak yenilikçi stratejiler aramaktadır. Kanatlıların doğal savunma sistemlerini güçlendirebilecek besin takviyeleri, özellikle hastalık baskısını en aza indirmenin, hayvan performansını ve karlılığını artırmak için çok önemli olduğu günümüz kanatlı yetiştiriciliği ortamında giderek daha fazla ilgi görmektedir.

Laurik asit, in vitro ortamda benzersiz antimikrobiyal ve antiviral aktivitelere sahip olduğu tanımlanan orta zincirli bir yağ asididir. Laurik asidin esterleştirilerek laurik asit gliseridlerine (GLA) dönüştürülmesi biyolojik aktivitesini artırır. Dahası, bir GLA ürününün (FRA® C12), 42 günlük broylerlerin serumunda artan anti-IBV titre değerleriyle gösterildiği gibi, bir güçlendirici enfeksiyöz bronşit virüsü (IBV) aşısına karşı ikincil hümoral bağışıklık tepkisini uyardığı, daha önce gösterilmiştir (De Gussem ve ark., 2021).

Bu sonuçların ardından, bu ikincil yanıttan önceki bağışıklık tepkilerini daha derinlemesine araştırmak istedik. Daha spesifik olarak, GLA ürününün birincil hümoral yanıtın yanı sıra adaptif hücresel bağışıklık üzerindeki etkisini daha ayrıntılı olarak araştırdık ve sonuçları yakın zamanda yayınlanan bilimsel bir makalede açıkladık (Mellouk ve ark., 2024).

BİRİNCİL HÜMORAL YANITIN GELİŞTİRİLMESİ…
Toplam 200 adet bir günlük erkek Ross 308 broyler, her grupta 8 replika olacak şekilde 3 deney grubuna ayrılmıştır: aşılama yapılmayan ve rasyonla GLA takviyesi yapılan bir kontrol grubu (VGLA+), aşılama yapılan ve GLA takviyesi yapılmayan bir kontrol grubu (V+GLA) ve hem aşılama hem de GLA alan bir grup (V+GLA+).

İlk olarak 7 günlük kanatlıların serumunu IBV’ye özgü antikorlar açısından analiz ettik. V+GLA+ grubunda, önemli ölçüde daha yüksek anti-IBV titre değerleri bulundu (Şekil 1). Bu bulgu son derece önemlidir, çünkü bu erken yaşta IBV’ye karşı daha yüksek sayıda antikor, daha yüksek bir koruma seviyesi ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde IBV enfeksiyonundan sonra daha düşük ölüm oranı anlamına gelmektedir (De Wit ve ark., 2010)

Şekil 1. Üç deneysel rasyonla beslenen broylerlerin 7. gündeki toplam IgY titrelerinde ayrı ayrı rapor edilen toplam spesifik anti-IBV titreleri.

…VE HÜCRESEL BAĞIŞIKLIK YANITI
Daha sonraki bir aşamada, 28. günde, esas olarak lenfositlerden oluşan splenositlere bakmak için farklı tedavi gruplarından kanatlıların dalaklarını topladık. Şaşırtıcı bir şekilde, V+GLA+ grubundaki kanatlılarda daha düşük miktarda splenosit bulundu. Bununla birlikte, T lenfositleri tarafından salgılanan sitokinlerin bazal seviyelerinde veya periferik kan mononükleer hücrelerinin seviyelerinde herhangi bir farklılık tespit edilmedi. Bu da splenositlerin bazal aktivitesinin ya da kanda devriye gezen efektör hücrelerden kaçışın olumsuz etkilenmediğini göstermektedir.

Bir sonraki adımda, sırasıyla genel veya spesifik bir uyarana karşı T hücresi reaktivitesini ölçmek için splenositleri 24 saat boyunca Konkanavalin A veya bir IBV peptidi ile inkübe ettik. Bir ELISpot testi kullanarak, V+GLA+ grubundan alınan hücrelerde daha fazla ve daha büyük IFNγ reaksiyon noktaları tespit edebildik (Şekil 2). Bu da GLA ürününün aşılanmış kanatlılarda T yardımcı 1 hücreleri (TH1) ve sitotoksik T lenfositleri (CTL) gibi hücre alt kümelerinin oranını ve reaktivitesini artırabildiği anlamına gelmektedir. Aktive edilmiş CTL hücreleri, enfekte hücreleri temizlemek için çok önemlidir; TH1 hücreleri ise makrofajların patojen yok edici aktivitesini artırabilir.

Şekil 2. Con A veya IBV N 261-280 peptidi ile uyarılmış splenositlerin tavuk IFN-γ ELISpot kantifikasyonu. Tavuk plenositlerinin Con A (A ve B) veya IBV’ye özgü N 261-280 peptid (C ve D) antijenleri ile 24 saat boyunca uyarılmasının ardından nokta sayılarının (A ve C) ve boyutlarının (B ve D) ayrı ayrı kantitasyonu.

SONUÇ
Özetle, test edilen GLA, broylerlerde sağlığı desteklemek için umut verici bir katkı maddesini temsil etmektedir. Ürünün, kanatlıların doğal savunma mekanizmalarını uyararak aşılama verimliliğini artırmasının yanı sıra viral ve diğer patojenik zorluklara karşı da dayanıklılığı artırması beklenmektedir.

Araştırmalar GLA gibi laurik asit bazlı ürünlerin tam potansiyelini ortaya çıkarmaya devam ettikçe, kanatlı üreticilerinin daha sağlıklı, daha dayanıklı kanatlılar ve daha sürdürülebilir ve verimli kanatlı üretim sistemleri elde etmek amacıyla bu bileşikleri en iyi nasıl uygulayabileceklerine dair bilginin artmasını bekleyebiliriz. Bu nedenle FRA® C12 Dry, Adisseo’nun kanatlı hayvanların patojenlere karşı direncini artırmayı amaçlayan yeni programı Secure Performance’ın önemli bir parçasıdır.

Tim Goossens Hakkında
Tim Goossens, Ghent Üniversitesi’nde (Belçika) Biyoteknoloji alanında yüksek lisans ve KU Leuven’de (Belçika) Biyomedikal Bilimler alanında doktora derecesine sahiptir. 2010 yılında Nutriad’a katılarak önce Ar-Ge Mühendisi, daha sonra da üretim hayvanlarında bağırsak sağlığına adanmış bir ürün yelpazesi için İş Geliştirme Müdürü olarak görev yapmıştır. 2019 yılından bu yana Adisseo’da Küresel Bilimsel ve Teknik Müdür olarak görev yapmakta ve Health by Nutrition portföyüne destek sağlamaktadır. Bu ürün kategorisi probiyotikler, kısa ve orta zincirli yağ bazlı katkı maddeleri ve hayvan sağlığı ve performansı ile ilgili diğer ürünleri içermektedir.

Olga Lemâle Hakkında
Olga Lemâle, Wageningen Üniversitesi’nde (Hollanda) hayvan besleme konusunda uzmanlaşmış ve hayvan bilimleri alanında yüksek lisans derecesi almıştır. 2015 yılında FRAmelco’ya Ar-Ge Başkanı olarak katılan Lemâle, 2023 yılından bu yana Adisseo’da Küresel Bilimsel ve Teknik Müdür olarak Health by Nutrition portföyüne destek sağlamaktadır.

Amine Mellouk Hakkında
Amine Mellouk, Cezayir’deki USTO’dan Genetik alanında yüksek lisans, Fransa’daki Paris-Saclay-ENS Cachan Üniversitesi’nden hücre sinyalizasyonu alanında yüksek lisans ve immünoloji alanında doktora derecesine sahiptir. Araştırma çalışmalarında INSERM ve SATT ağlarında sistemik otoimmün hastalıkların etiyolojisi ve tedavisindeki gelişmeleri ele alan Mellouk, Eylül 2021’de Adisseo’ya Health by Nutrition araştırma ekibinde İmmünoloji Bilim Müdürü olarak katılmıştır. İmmünoloji alanındaki uzmanlığını, hayvanların dayanıklılığını beslenme çözümleri yoluyla anlama ve geliştirme konusunda araştırma stratejilerini desteklemek, oluşturmak ve yürütmek için kullanmaktadır.

Jessika Consuegra Hakkında
Jessika Consuegra, Brezilya’daki UFMG’den Biyoteknoloji İnovasyonu alanında yüksek lisans ve Fransa’daki Grenoble Üniversitesi’nden Mikrobiyal EkoEvo alanında doktora derecesine sahiptir. Bilimsel çalışmalarında mikrobiyotanın hayvan sağlığı ve beslenmesi üzerindeki kritik etkisini vurgulayan Consuegra, L’Oréal-UNESCO Bilim Kadınları Vakfı tarafından verilen “Yükselen Yetenekler” ödülünü kazanmıştır. Consuegra, Adisseo’ya Eylül 2021’de Health by Nutrition Ekibinin Bilimsel Lideri olarak katılmıştır. Bu görevde, işletmelerin ihtiyaçlarıyla uyumlu yeni araştırma programları oluşturarak hayvan sağlığı ve beslenme yoluyla dayanıklılık modülasyonu alanında yeni çözümler ve bilgiler geliştirmekten sorumludur.